gizler

listen to the pronunciation of gizler
Турецкий язык - Английский Язык

Определение gizler в Турецкий язык Английский Язык словарь

giz
mystery

The murder remains a mystery. - Cinayet gizem olarak kalır.

Today, we are going to unravel the mystery of the English subjunctive. - Bugün, İngilizce dilek kipinin gizemini çözeceğiz.

giz
riddle

Russia is a riddle wrapped in a mystery inside an enigma. - Rusya, bir muammanın içindeki gizemle sarılmış bir bilmece.

gizle
hide

He couldn't think where to hide it. - Onu nereye gizleyeceğini düşünemedi.

I shall hide the key so that you cannot open the suitcase. - Bavulu açamayasın diye anahtarı gizleyeceğim.

gizle
blot out
gizle
secrete
gizle
{f} secreting
gizle
{f} hidden

Now the mountain is hidden by the clouds. - Şimdi, dağ bulutlar tarafından gizlenmiştir.

The money was hidden beneath the floorboards. - Para döşeme tahtalarının altında gizlenmişti.

gizle
conceal

Mrs Cockburn concealed her name lest the knowledge of her sex and youth should produce a prejudice against her work. - Gençlik ve cinsiyetiyle ilgili bilgi işine karşı bir ön yargıya sebep olmasın diye Bayan Cockburn adını gizledi.

She concealed the fact that she used to be a salesgirl. - O, bir tezgahtar olduğu gerçeğini gizlemişti.

gizle
{f} disguise

Tom disguised himself as a priest. - Tom bir rahip olarak kendini gizledi.

He makes no disguise of his feelings. - O hislerini gizlemez.

gizle
gloss over
giz
hidden
giz
secret

The Japanese Dentists Association affair is an incident concerning secret donations from the Japanese Dentists Association to Diet members belonging to the LDP. - Japon Diş Hekimleri Birliği sorunu Japon Diş Hekimleri Birliğinden LDP ye ait olan Diyet üyelerine yapılan gizli bağışlarla ilgili bir olaydır.

I didn't mean to keep it secret. - Bunu gizli tutmak niyetinde değildim.

giz
gaff
gizle
concealing

Tom has done a pretty good job concealing his dissatisfaction. - Tom memnuniyetsizliğini gizleyen oldukça iyi bir iş yaptı.

Tom isn't very good at concealing his feelings. - Tom hislerini gizlemede çok iyi değildir.

gizle
concealed

Tom concealed his anger from Mary. - Tom öfkesini Mary'den gizledi.

Mrs Cockburn concealed her name lest the knowledge of her sex and youth should produce a prejudice against her work. - Gençlik ve cinsiyetiyle ilgili bilgi işine karşı bir ön yargıya sebep olmasın diye Bayan Cockburn adını gizledi.

gizle
disguised

The thief disguised himself as an old lady. - Hırsız yaşlı bir kadın olarak kendini gizledi.

She disguised herself as him. - O, kendini o olarak gizledi.

Турецкий язык - Турецкий язык

Определение gizler в Турецкий язык Турецкий язык словарь

giz
Bayrak sereni
giz
Kıç direkteki kısa seren
giz
Sır: "O gün çözer gibi olmuştu Kütahya çinilerindeki dipdiri renklerin gizini."- N. Cumalı
giz
Yelkenli gemilerde, mizana direği denilen kıç direkte eğik duran bayrak
giz
Yelkenli gemilerde kıç direkte eğik duran bayrak sereni
giz
Sır
giz
Yelken gemilerinde mizana direği denilen kıç direkte eğik duran bayrak sereni
gizler
Избранное