She tried to hide her mistake from us.
- O, hatasını bizden gizlemeye çalıştı.
You don't have to hide your feelings.
- Duygularını gizlemek zorunda değilsin.
How do you know Tom wasn't hiding something?
- Tom'un bir şey gizlemediğini nasıl biliyorsunuz?
Hiding yourself won't help.
- Kendini gizlemen işe yaramaz.
You didn't have to hide from me.
- Benden gizlemek zorunda değilsin.
Tom did his best to hide his disappointment.
- Tom hayal kırıklığını gizlemek için elinden geleni yaptı.
This was a lame attempt to conceal the fact that the author of this sentence has nothing to say.
- Bu cümlenin yazarı söyleyecek bir şeyi olmadığı gerçeğini gizlemek için bir eksik bir girişimdi.
Poverty does more to bring out the worst in people and conceal the best than anything else in the world.
- Yoksulluk insanlardaki en kötüyü ortaya çıkarmak ve en iyiyi gizlemek için dünyadaki başka her şeyden daha fazlasını yapar.
I shall hide the key so that you cannot open the suitcase.
- Bavulu açamayasın diye anahtarı gizleyeceğim.
Tom had nothing to hide.
- Tom'un gizleyecek bir şeyi yoktu.
The money was hidden beneath the floorboards.
- Para döşeme tahtalarının altında gizlenmişti.
The cat lay hidden in the bushes.
- Kedi çalıların içinde gizlenmiş yatıyordu.
Tom isn't very good at concealing the way he really feels.
- Tom gerçekten hissettiği şekli gizlemede çok iyi değildir.
Tom isn't very good at concealing his feelings.
- Tom hislerini gizlemede çok iyi değildir.
Tom disguised himself as a priest.
- Tom bir rahip olarak kendini gizledi.
She disguised herself as him.
- O, kendini o olarak gizledi.
She wears a veil to hide her wounds.
- O, yaralarını gizlemek için bir peçe takar.
Tom believes that the government wants to hide the truth about aliens.
- Tom hükümetin yabancılar hakkındaki gerçeği gizlemek istediğine inanıyor.
Tom isn't very good at concealing his feelings.
- Tom hislerini gizlemede çok iyi değildir.
Tom has done a pretty good job concealing his dissatisfaction.
- Tom memnuniyetsizliğini gizleyen oldukça iyi bir iş yaptı.
She concealed the fact that she used to be a salesgirl.
- O, bir tezgahtar olduğu gerçeğini gizlemişti.
Tom concealed the fact that he had been in prison.
- Tom hapiste olduğu gerçeğini gizledi.
The thief disguised himself as an old lady.
- Hırsız yaşlı bir kadın olarak kendini gizledi.
Tom was disguised as a janitor.
- Tom bir odacı olarak kimliğini gizledi.
Fadil went to extremes to cover up his greed.
- Fadıl açgözlülüğünü gizlemek için her yolu denedi.
Tom was wearing a mask to conceal his identity.
- Tom kimliğini gizlemek için bir maske takıyordu.