Before going to work in Paris I must freshen up on my French.
 - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
Before going to study in Paris, I must brush up on my French.
 - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
Mr White has gone to Canada.
 - Bay White Kanada'ya gitti.
The new couple have gone off to Hawaii on their honeymoon.
 - Yeni çift balayında Hawaii'ye gitti.
If you had never gone to Boston, you wouldn't have met Tom.
 - Boston'a hiç gitmediysen Tom'la tanışamazdın.
I went to Kobe, where I first met her.
 - Onunla ilk tanıştığımız yer olan Kobe'ye gittim.
I just can't get along with him.
 - Onunla anlaşamadım gitti.
Do you know where your dad went?
 - Babanın nereye gittiğini biliyor musun?
Lastly, she went to America.
 - Son olarak o Amerika'ya gitti.
Before going to study in Paris, I must brush up on my French.
 - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
Before going to study in Paris, I have to brush up on my French.
 - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.
I want to go to America someday.
 - Bir gün Amerika'ya gitmek istiyorum.
I want to go to London.
 - Londra'ya gitmek isterim.