Before going to work in Paris, I have to brush up on my French.
 - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.
Before going to study in Paris, I have to brush up on my French.
 - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.
She may have gone out to do some shopping.
 - O biraz alışveriş yapmak için dışarı gitmiş olabilir.
Mathematics is the part of science you could continue to do if you woke up tomorrow and discovered the universe was gone.
 - Matematik, yarın kalkarsan ve evrenin gittiğini keşfedersen yapmaya devam edebileceğin, bilimin bir parçasıdır.
When I went to Tokyo, I met him.
 - Ben Tokyo'ya gittiğim zaman ona rastladım.
If you had never gone to Boston, you wouldn't have met Tom.
 - Boston'a hiç gitmediysen Tom'la tanışamazdın.
I just can't get along with him.
 - Onunla anlaşamadım gitti.
Do you know where your father went?
 - Babanın nereye gittiğini biliyor musun?
We went to London last year.
 - Geçen yıl Londra'ya gittik.
Before going to work in Paris, I must brush up on my French.
 - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
Before going to work in Paris I must freshen up on my French.
 - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
I want to go to London.
 - Londra'ya gitmek isterim.
I wish to go to Hawaii.
 - Hawaii'ye gitmeyi diliyorum.