gezielt

listen to the pronunciation of gezielt
Немецкий Язык - Турецкий язык
belli bir amaca yönelik, hedefli
hedefli
hedeflenen
hedeflenmiş
Английский Язык - Турецкий язык

Определение gezielt в Английский Язык Турецкий язык словарь

specific
özel

Konferansçı genel olarak Amerikan edebiyatı ve özellikle Faulkner hakkında konuştu. - The lecturer spoke generally about American literature and specifically about Faulkner.

Ben küçükken, anneannem özellikle kirpi için küçük bir kase süt koyardı. - When I was little, my grandmother would put out a small bowl of milk specifically for hedgehogs.

specific
(Mühendislik) özgül
specific
belirli

Bizim masumiyetinle ilgili belirli bir kanıtımız var. - We have specific proof of your innocence.

Köpeğinizi her gün belirli bir zamanda beslemenin en iyisi olduğunu duydum. - I've heard that it is best to always feed your dog at a specific time every day.

specific
{s} spesifik

Daha spesifik olmak için sana ihtiyacım olacak. - I'm going to need you to be more specific.

O senin için yeterince spesifik mi? - Is that specific enough for you?

purposefully
amaçlı
specific
{s} özellikli

Özellikli bilgi istiyorum. - I want specific information.

specific
bir türe özgü
specific
kesin
aimed
kastedilmiş
purposefully
mahsus
specific
(Tıp) Türe ait
specific
(sıfat) spesifik, özel, belli, belirli, kendine özgü, özellikli, özgül, kesin
specific
(Tıp) Bir hastalığa mahsus olan
specific
tedavi edici tıb
specific
öze

Özellikli bilgi istiyorum. - I want specific information.

Keşke daha özel olabilsem. - I wish I could be more specific.

specific
ağırlık ve miktara göre alınan gümrük vergisine ait
specific
belirli bir mikroptan husule gelen
specific
(isim) özel ilaç, özel amaçlı ilaç