Baylar bayanlar, görüşüme kulak vermenizi istiyorum.
 - Ladies and gentlemen, I would like you to listen to my opinion.
Bayanlar ve Baylar, şu anda Tokyo Uluslararası Havaalanı'na inmiş bulunmaktayız.
 - Ladies and Gentlemen, we have now landed at Tokyo International Airport.
Bir centilmen böyle bir şey yapmazdı.
 - A gentleman wouldn't do such a thing.
Onun davranışları bir centilmen tavrı değildir.
 - His manners are not those of a gentleman.
Sir Harold kibar bir İngiliz beyefendisi.
 - Sir Harold is a fine English gentleman.
Tom'un her inçi bir beyefendi idi.
 - Tom was every inch a gentleman.
Sir Harold kibar bir İngiliz beyefendisi.
 - Sir Harold is a fine English gentleman.
Tom'un her inçi bir beyefendi idi.
 - Tom was every inch a gentleman.
O bir bayan olduğu için, bu yüzden o bir beyefendi.
 - As she is a lady, so he is a gentleman.
Gerçek bir beyefendi bir bayanı bekletmemeli.
 - A true gentleman must not keep a lady waiting.
Adamı örnek bir beyefendi olarak tanımladı.
 - He described the man as a model gentleman.
Sen bir beyefendi ve bir bilim adamısın.
 - You're a gentleman and a scholar.
Soylu erkek isyanda bir köle tarafından öldürüldü.
 - The gentleman was killed by a slave in revolt.
Latrobe had extensive dealings with Jefferson, the most prominent gentleman-architect in the United States.
... MR. LEHRER: All right, gentlemen, look ' ...
... Ladies and gentlemen, our resident ...