gelistirmek

listen to the pronunciation of gelistirmek
Турецкий язык - Английский Язык

Определение gelistirmek в Турецкий язык Английский Язык словарь

geliştirmek
develop

They worked hard in order to develop a new machine. - Yeni bir makine geliştirmek için çok çalıştılar.

Several young engineers were employed and were devoted to developing a new computer. - Birçok genç mühendis istihdam edildi ve onlar kendilerini yeni bir bilgisayar geliştirmek için adadılar.

geliştirmek
improve

I would like to improve my English pronunciation. - İngilizce telaffuzumu geliştirmek istiyorum.

Tom is working hard to improve his English. - Tom İngilizcesini geliştirmek için çok çalışıyor.

geliştirmek
work up
geliştirmek
advance
geliştirmek
evolve
geliştirmek
cultivate

Sports are effective to cultivate friendship. - Sporlar dostluk geliştirmek için etkilidir.

All you have to do is to cultivate the ability to put yourself in the other fellow's place. - Tek yapmanız gereken, kendinizi diğer arkadaşın yerine koyma yeteneğini geliştirmek.

geliştirmek
reclaim
geliştirmek
soup up
geliştirmek
launch out
geliştirmek
develop , enhance
geliştirmek
build up

I want to build up my vocabulary. - Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.

geliştirmek
to develop, build up, improve
geliştirmek
open up
geliştirmek
better

If you are to improve your English, you had better go to countries where it is spoken. - İngilizceni geliştirmek istiyorsan onun konuşulduğu ülkelere gitsen iyi olur.

I'm prepared to do anything to better myself. - Kendimi geliştirmek için her şeyi yapmaya hazırım.

geliştirmek
ameliorate
geliştirmek
enlarge
geliştirmek
boom
geliştirmek
to develop, to improve, to reform; to evolve
geliştirmek
cap
geliştirmek
{f} upgrade
geliştirmek
promote

They implemented a communication policy so as to promote their new concept. - Onlar yeni bir kavram geliştirmek için bir iletişim politikası uygulamıştır.

geliştirmek
increase
geliştirmek
flourish
geliştirmek
form
geliştirmek
build

I want to build up my vocabulary. - Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.

geliştirmek
(Ticaret) update
geliştirmek
foster
geliştirmek
reform
geliştirmek
subserve
geliştirmek
develop to
geliştirmek
bring on
geliştirmek
evoive
geliştirmek
{f} perfect
geliş
coming

We are all looking forward to your coming. - Gelişinizi sabırsızlıkla bekliyoruz.

I'm looking forward to your coming to Japan. - Japonya'ya gelişini dört gözle bekliyorum.

geliş
arrival

The arrival of the troops led to more violence. - Askerlerin gelişi daha fazla şiddete yol açtı.

Possibly, the accident will delay his arrival. - Kaza onun gelişini muhtemelen geciktirecek.

geliştirmek amacıyla oluşturulmuş mali yardım programı
(Hukuk) Instrument for Structural Policies for
geliştirme
{i} cultivation
geliştirme
refinement
geliştirme
development

For the sake of long-term interests, we have decided to sell the development department. - Uzun vadeli çıkarların uğruna, biz geliştirme departmanını satmaya karar verdik.

geliştirme
enhancement
geliş
arrivals
geliş
incidence
geliştirme
improve

Roosevelt worked hard to improve America's relations with Japan. - Roosevelt, Amerika'nın Japonya ile ilişkileri geliştirmek için çok çalıştı.

Tom really wants to improve. - Tom gerçekten geliştirmek istiyor.

geliştirme
(Ticaret) promotion
geliş
{f} brew
geliş
{f} growing

Trade between the two countries has been steadily growing. - İki ülke arasındaki ticaret sürekli gelişiyor.

geliş
{f} prospering
geliş
build up

Reading helps you build up your vocabulary. - Okumak kelime dağarcığınızı geliştirmenize yardım eder.

I want to build up my vocabulary. - Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.

geliş
{f} flourish

The fine arts flourished in Italy in the 15th century. - Güzel sanatlar on beşinci yüzyılda İtalya'da gelişti.

Legends of vampires flourish in the Balkans. - Vampir efsaneleri Balkanlar'da gelişir.

geliş
grew
geliş
advent

The tribe wasn't delighted about the advent of the peacemaker. - Kabile arabulucunun gelişi hakkında memnun değildi.

The story revolves around a mysterious adventure. - Hikaye gizemli bir macera etrafında gelişiyor.

geliş
prosper
geliş
arrest
geliştirme
developing

Her studies contributed greatly to developing scientific research. - Onun çalışmaları bilimsel araştırmayı geliştirmeye çok katkıda bulundu.

Several young engineers were employed and were devoted to developing a new computer. - Birçok genç mühendis istihdam edildi ve onlar kendilerini yeni bir bilgisayar geliştirmek için adadılar.

geliştirme
{i} overextending
bilgi dağarcığını geliştirmek
improve one's knowledge
bilgi dağarcığını geliştirmek
improve knowledge base
geliş
build#up
geliş
comings
kendimi geliştirmek
improve myself
aşırı geliştirmek
over develop
geliş
coming, advent, arrival
geliş
med. presentation (at birth)
geliş
coming, arriving, arrival; advent
geliş
incoming
geliş
forthcoming
geliştirme
build up

Reading helps you build up your vocabulary. - Okumak kelime dağarcığınızı geliştirmenize yardım eder.

I want to build up my vocabulary. - Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.

geliştirme
progress
geliştirme
growth
geliştirme
developing, development, building up, improvement
geliştirme
improving

I'm interested in improving my French. - Fransızcamı geliştirmekle ilgileniyorum.

I'm interested in improving my German. - Almancamı geliştirmekle ilgiliyim.

geliştirme
{i} culture
geliştirme
buildup
kendini geliştirmek
better oneself
yeniden geliştirmek
redevelop
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение gelistirmek в Турецкий язык Турецкий язык словарь

geliştirmek
Gelişmesini sağlamak, gelişmesine yol açmak
geliş
Gelme işi veya biçimi: "Keklik gibi taştan taşa sekerek / Gerdan açıp gelişini sevdiğim."- Ruhsatî
geliş
Gelme işi veya biçimi
geliştirme
Geliştirmek işi
gelistirmek
Избранное