This is a three-star hotel; three hundred dollars a night.
- Burası üç yıldızlı bir oteldir; bir gece üç yüz dolardır.
My car was stolen last night.
- Dün gece arabam çalındı.
Even at nighttime, it was not quiet and peaceful any more.
- Gece vakti bile olsa, artık sessiz ve huzurlu değil.
I work in the nighttime.
- Ben gece vakti çalışırım.
Cats are nocturnal creatures.
- Kediler gece yaratıklarıdır.
Aardvarks are nocturnal animals.
- Yerdomuzları gececil hayvanlardır.
The clothes soaked in water overnight were heavy.
- Suda bir gecede ıslanmış elbiseler ağırdılar.
The delay forced us to stay overnight in an expensive hotel.
- Gecikme bizi pahalı bir otelde bir gece kalmaya zorladı.
I didn't dream in the night.
- Ben gece rüya görmedim.
They were like two ships that pass in the night.
- Onlar gece geçen iki gemi gibiydi.
Most young adults enjoy going out at night.
- Çoğu genç yetişkin geceleyin dışarı çıkmaktan hoşlanır.
How come you call on us so late at night?
- Nasıl olur da gece öyle geç saatte bizi ziyaret edersin?
Cats are nocturnal creatures.
- Kediler gece yaratıklarıdır.
Aardvarks are nocturnal animals.
- Karıncayiyenler gececil hayvanlardır.
In the evening, I read my son a book.
- Geceleri oğlum için kitap okurum.
They have to work by night.
- Onlar gece çalışmak zorundalar.
We work by day, and rest by night.
- Biz gündüz çalışırız ve gece dinleniriz.
We stopped over in Los Angeles for two nights on the way to New Zealand.
- Yeni Zelanda'ya giderken Los Angeles'ta iki gece konakladık.
Tom performs in a jazz club three nights a week.
- Tom bir jazz klübünde haftada üç gece konser veriyor.
Mary'nin bu akşam bizim için akşam yemeği hazırlamasına izin vereceğiz.
- Mary'e bu gece yemek hazırlaması için izin vereceğiz.