He keeps a diary in English.
- O, İngilizce bir günlük tutar.
This is the diary which she kept.
- Bu onun tuttuğu günlüktür.
Are you satisfied with your daily life?
- Günlük yaşantından memnun musun?
He seems to be oppressed by his monotonous daily life.
- Monoton günlük yaşantısı yüzünden bunalmış gibi görünüyor.
Do you keep a journal?
- Bir günlük tutuyor musunuz?
Are you keeping a journal?
- Bir günlük tutuyor musun?
This is a daily newspaper.
- Bu bir günlük gazetedir.
He has already read the daily newspaper.
- O zaten günlük gazeteyi okudu.
Tell me about your everyday life.
- Bana günlük yaşamından bahset.
This is the age of information, and computers are playing an increasingly important role in our everyday life.
- Bu bilgi çağıdır, ve bilgisayarlar günlük hayatımızda gittikçe önemli rol oynuyorlar.