Tom was kept in the hospital overnight for observation.
- Tom geceleyin gözlem için hastanede tutuldu.
He has an acute sense of observation.
- O güçlü bir gözlem duygusuna sahiptir.
Waiting, observing, and keeping silent can avoid many wars.
- Beklemek, gözlemek ve sessiz kalmak birçok savaşı önleyebilir.
Much can be learned by observing how a child interacts at play with other children.
- Çoğu şey bir çocuğun diğer çocuklarla oyun oynarken nasıl etkileşim kurduğu gözlemlenerek öğrenilebilir.
Am I under investigation now?
- Şimdi gözlem altında mıyım?
He observed many types of creatures there.
- Orada bir sürü yaratık çeşidi gözlemledi.
Tom likes to observe birds.
- Tom kuşları gözlemlemeyi sever.
Those findings match my own observations.
- O bulgular benim kendi gözlemlerimle eşleşiyor.
Brahe made many observations of the stars.
- Brahe yıldızlarla ilgili birçok gözlemler yaptı.