from a place; hence

listen to the pronunciation of from a place; hence
Английский Язык - Турецкий язык

Определение from a place; hence в Английский Язык Турецкий язык словарь

away
uzakta

Bütün yolu sadece onun evden uzakta olduğunu anlamak için yürüdüm. - I went all the way to see her only to find her away from home.

Karım uzaktayken zor durumdaydım. - I am inconvenienced when my wife is away.

away
başka yere gitmişolmak
away
deplasman maçı
away
(zarf) uzakta, uzağa, uzak, durmadan, yok, bir yana, devamlı
away
{s} rakip sahada
away
devamlı
away
kapılmak
away
yok

Patron, Bay Brown'dan kendisi yokken işyerinin sorumluluğunu almasını istedi. - The boss asked Mr Brown to take charge of the office while she was away.

Onun kaçmaktan başka seçeneği yoktu. - He had no choice but to run away.

away
bir tarafa
away
bir yere

Balon rüzgar tarafından bir yere taşınıyordu. - The balloon was carried away somewhere by the wind.

Tom'un güvenli bir yere gizlenmiş biraz parası var. - Tom has some money stashed away.

away
buradan

Lütfen buradan uzaklaş ve canımı sıkmayı bırak. - Please go away and stop annoying me.

Sanırım birkaç gün buradan uzaklaşmalıyız. - I think we should get away from here for a few days.

away
-dan
away
deplasmanda oynanan
away
durmadan

Tüm öğleden sonra durmadan uyudum. - I slept the whole afternoon away.

away
-den
away
başka yönde
away
buradan, şuradan, oradan: Go away! Git buradan!
away
kesip atmak
away
carry away alıp götürmek
Английский Язык - Английский Язык
away