Tom, kızarmış tavuk seviyor.
- Tom loves fried chicken.
Tom bir ekstra-baharat kovası, kızarmış piliç ve bir konteyner lahana salatası ısmarladı.
- Tom bought a bucket of extra-spicy fried chicken and a container of coleslaw.
Domuz doğranmış ve kızartılmış.
- The pork is diced and fried.
Ben kızartılmış muzu seviyorum.
- I love fried bananas.
Tom, kızarmış tavuk seviyor.
- Tom loves fried chicken.
Bir süre kızartılmış yiyeceklerden kaçının.
- Avoid fried foods for a while.
Kızarmış tavuk servis edeceğiz.
- We'll serve fried chicken.
Tom, kızarmış tavuk seviyor.
- Tom loves fried chicken.
İki tane kızarmış yumurta ve kahve, lütfen.
- Two fried eggs and coffee, please.
Oğlum kızarmış yumurtayı sevmez.
- My son does not like fried egg.
Kahvaltı için domuz pastırmalı sahanda yumurta istiyor musun?
- Do you want fried eggs with bacon for breakfast?
Oğlum sahanda yumurtayı sevmez.
- My son does not like fried egg.
Mary kızartma tavasına bazı sosisler attı.
- Mary threw some sausages into the frying pan.
Dün Avustralya'da hava o kadar sıcaktı ki Tom küreğin üstünde bir yumurta kızartmayı başardı.
- It was so hot in Australia yesterday that Tom managed to fry an egg on a shovel.
Kızartmak için daha büyük balıklarımız var.
- We've got bigger fish to fry.
Onların işi patatesleri kızartmak.
- Their job is to fry the potatoes.
Tom sıcak bir kızartma tavasında parmaklarını yaktı.
- Tom burned his fingers on a hot frying pan.
Tom bir yumurta kızartıyor.
- Tom is frying an egg.
Tom, Cumalar hariç, çalışmak için her zaman kravat takar.
- Tom always wears a tie to work, except on Fridays.
Genellikle Pazartesiden Cumaya kadar okula giderler.
- They usually go to school from Monday to Friday.
Tom sıcak bir kızartma tavasında parmaklarını yaktı.
- Tom burned his fingers on a hot frying pan.
Tom bir yumurta kızartıyor.
- Tom is frying an egg.
He always ate his eggs fried, never scrambled.
Man, I got totally fried on weed at Chad's party.'.
It looks like your motherboard is fried.
fried-egg sandwich.
He's guilty of murder — he's going to fry.