Определение for good в Английский Язык Турецкий язык словарь
- temelli olarak
Mağaza temelli olarak kapalı. O tasfiye oldu.
-The store is closed for good. It's been liquidated.
Jane temelli olarak Fransa'ya gitti.
-Jane has gone to France for good.
- sürekli olarak
Dükkân sürekli olarak kapandı.
-The store closed down for good.
Tom sürekli olarak Japonya'da yaşamaya niyetleniyor.
-Tom intends to live in Japan for good.
- sonsuz
Bu olayı sonsuza kadar hatırlayacağım.
-I'll remember this incident for good.
O sonsuza dek Japonya'ya terk etti.
-He left Japan for good.
- kesinlikle
- resmen
- tümüyle
- temelli
Japonya'dan temelli olarak ayrılmıyorsun, değil mi?
-You aren't leaving Japan for good, are you?
Mağaza temelli olarak kapalı. O tasfiye oldu.
-The store is closed for good. It's been liquidated.
- geri dönmemek üzere
Geri dönmemek üzere buradan ayrılacak.
-He will leave here for good.
Jane, geri dönmemek üzere Japonya'yı terk etti mi?
-Has Jane left Japan for good?
- sonsuza dek
O sonsuza dek Japonya'ya terk etti.
-He left Japan for good.
- (deyim) surekli olarak ,sonsuz
- for a good
- için iyi bir
Связанные Термины
Определение for good в Английский Язык Английский Язык словарь
- Forever; permanently
A bad haircut is no fun, but at least you're not stuck with it for good, only until it grows out.
- forever, permanently
- for a long time without essential change; "he is permanently disabled"
Турецкое произношение
fôr gîdПроизношение
Этимология
[ f&r, (')for, Southern a ] (preposition.) before 12th century. Middle English, from Old English; akin to Latin per through, prae before, pro before, for, ahead, Greek pro, Old English faran to go; more at FARE.Resimler
Видео
... >>Lady Gaga: That's really good. ...
... businesses are getting a good deal. Now, Governor Romney talked about China, as ...