Şu anki pozisyonumdan memnunum.
 - I am content with my current position.
Ben şu anki gelirimden memnunum.
 - I'm satisfied with my current income.
Gama ışını patlamalarının olası nedenleri hakkında birkaç güncel teori vardır.
 - There are several current theories about the possible causes of gamma-ray bursts.
Ben önemli haberleri güncel tutmaya çalışıyorum.
 - I try to keep current with important news.
Dünyada sonsuzluktan daha korkunç bir şey varsa, o zaman bu muhtemelen benim diploma tezinin geçerli ilerlemesidir.
 - If there's something more terrifying in the world than eternity, then it's probably the current progress of my diploma thesis.
Eski inanç hala yaygın olarak geçerlidir.
 - The old belief is still widely current.
Eski inanç hala yaygın olarak geçerlidir.
 - The old belief is still widely current.
Saakaşvili iktidara geldiğinde Gürcistan'ın şimdiki milli marşı, 2004 yılında kabul edildi.
 - The current national anthem of Georgia was accepted in 2004, when Saakashvili came to power.
Şimdiki evimiz çok küçük, bu yüzden taşınmaya karar verdi.
 - Our current house is too small, so we decided to move.
Bir anafor, suyun dairesel bir akımıdır.
 - An eddy is a circular current of water.
Ben saydam bir göz küresi olurum; ben hiçbir şeyim; Ben her şeyi görürüm; Evrensel varlığın akımları beni dolaşır; Ben Allah'ın parçası ya da parçacığıyım.
 - I become a transparent eyeball; I am nothing; I see all; the currents of the Universal Being circulate through me; I am part or particle of God.