flörtçü

listen to the pronunciation of flörtçü
Турецкий язык - Английский Язык
philanderer
flirtatious
flört
flirt

Tom flirted with the waitress. - Tom garsonla flört etti.

He flirts with every woman he meets. - Tanıştığı her kadınla flört eder.

flört
date

They had a brief date. - Onlar kısa bir flört yaşadılar.

Tom discovered that Mary had dated his best friend. - Tom Mary'nin onun en iyi arkadaşıyla flört ettiğini keşfetti.

flört
{i} flirting

It looks like Tom is flirting with Mary. - Tom Mary ile flört ediyor gibi görünüyor.

I caught Tom flirting with my wife. - Tom'u karımla flört ederken yakaladım.

flört
dalliance
flört
flirty

He made a flirty comment to me. - O bana bir flört yorumu yaptı.

flört
flirted

Tom flirted with the waitress. - Tom garsonla flört etti.

She flirted with him shamelessly. - Onunla utanmadan flört etti.

flört
flirtation
flört
flirt; girlfriend, boyfriend
flört
girl friend; boy friend
flört
wooing
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение flörtçü в Турецкий язык Турецкий язык словарь

flört
Birbirine duygusal ilgi duyan kadın ve erkek: "Gerçi birçok flörtleri olmuş, ama karar verip de içlerinden biriyle yuva kurmak cesaretini gösterememişti."- H. Taner
flört
Birbirine duygusal ilgi duyan kadın ve erkek
flört
Siyasal bir parti, yabancı bir ülke vb.ne tam olarak bağlanmadan yaklaşma
flört
Kadınla erkek arasındaki ilişki
flört
Kadınla erkek arasındaki duygusal ilişki
flört
Siyasal bir partiye, yabancı bir ülkeye vb.ne tam olarak bağlanmadan yaklaşma