Hakimin kararı nihaidir.
- The judge's decision is final.
Biz nihai bir karar aldık.
- We've made a final decision.
Açlıktan ve yorgunluktan dolayı, köpek sonunda öldü.
- Because of hunger and fatigue, the dog finally died.
Romanın son sayfasını henüz okumadım.
- I haven't read the final page of the novel yet.
O bütçe henüz kesinleşmiş değil.
- That budget isn't yet final.
Plan henüz kesinleşmiş değil.
- The plan is not yet finalized.
Sonunda oturmak ve gazete okumak için zaman buldum.
- I finally found time to sit down and read the newspaper.
Gazetelere göre adam sonunda itiraf etti.
- According to the papers, the man has finally confessed.
Henüz hiçbir şey bitmiş değil.
- Nothing is final yet.
Katil sonunda dün gece yakalandı.
- The murderer was finally caught last night.
Dişi aslan sonunda ceylanı kovaladı.
- The lioness finally gave chase to the gazelle.
Sonunda,gerçeği öğrendik.
- Finally we have learned the truth.
Final sınavında birkaç hata yaptım.
- I made several mistakes on the final exam.
Tom final sınavına giriyor.
- Tom is taking his final exam.
En sonunda kafa karıştıran labirentten dışarı çıkabildim.
- I finally found my way out of the confusing maze.
Tom en sonunda Meryem'e sırrı vermeyi kabul etti.
- Tom finally agreed to let Mary in on the secret.
We advanced to the finals.
- Biz finale yükseldik.
Tom was eliminated before he got to the finals.
- Tom finallere yükselemeden elendi.
The finale was so good, that I rewatched it many times.
- Final o kadar iyiydi ki onu defalarca yeniden izledim.
The finale of The Sopranos, which aired in 2007, had 11.9 million Americans glued to their TV sets.
- 2007 yılında yayınlanan The Sopranos finali, 11,9 milyon Amerikalıyı televizyonlarına yapıştırılmıştı.
... Now, the final thing that I'm going to need to prepare is ...
... All right, this is your final question. ...