fahndung

listen to the pronunciation of fahndung
Немецкий Язык - Турецкий язык
Arama

Du muss eine Fahndung machen. Arama yapmak zorundasın.

[die] arama
Английский Язык - Турецкий язык

Определение fahndung в Английский Язык Турецкий язык словарь

search
araştırmak

Her odayı dikkatlice araştırmak için zamanımız yok. - We don't have time to search every room carefully.

Tom bütün akşamı ünlü kişlerin fotoğrafları için Web'i araştırmakla geçirdi. - Tom spent the whole evening searching the Web for photos of famous people.

search
aramak

O, kayıp çocuğunu aramak için gitti. - She went in search of her lost child.

Böcek aramak üzere ormana girdik. - We went into the woods in search of insects.

search
araştırma

Tom bütün akşamı ünlü kişlerin fotoğrafları için Web'i araştırmakla geçirdi. - Tom spent the whole evening searching the Web for photos of famous people.

Tam bir vücut araştırması için seçileceğimi bir an bile asla hayal etmedim. - I never for a moment imagined that I'd be singled out for a full body search.

search
{f} 1. araştırmak, aramak: We are searching for an inexpensive apartment. Ucuz bir daire arıyoruz. They searched the house from top to bottom
search
(Askeri) ARAŞTIRMAK: Bir hava hedefinin yerini tespit etmek üzere, ışıldak ve radar huzmesini semada bir saha üzerinde ileri hareket ettirmek
search
{f} incelemek
search
gemide araştırma yapma
search
search out araştırıp öğrenmek
search
{f} sondalamak [tıp.]
search
dikkatle tetkik ve teftiş etmek
search
arama tarama yapmak
search
yoklamak
search
üstünü aramak
search
yoklama
search
bakma
manhunt
İnsan avı: Bir suçlunun peşine düşülüp, yakalanması için takip edilmesi
search
(fiil) araştırmak, aramak, üstünü aramak, yoklamak, incelemek, sondalamak [tıp.], gedik açmak (mermi)