Tom used to work in a bakery.
- Tom bir fırında çalışırdı.
Where is the nearest bakery?
- En yakın fırın nerede?
A serviceman inspected our furnace.
- Bir servis elemanı bizim fırını denetledi.
The heat of the furnace warmed the whole house.
- Fırının ısısı bütün evi ısıttı.
Helen's forum experienced an irreconcilable schism over whether to use one or two oven mitts.
- Helen'in forumu bir veya iki fırın eldiveni kullanılıp kullanılmayacağı üzerine uzlaşmaz bir bölünme yaşadı.
Microwaves penetrate the food in the oven.
- Mikrodalgalar fırında yemeğe nüfuz eder.
Roast chicken is one of my favorite dishes.
- Fırında kızartılmış tavuk, benim en sevdiğim yemeklerden biridir.
I like roast chicken.
- Fırında kızartılmış tavuğu severim.
Have you ever thought about baking your potatoes instead of frying them?
- Sen hiç onları kızartma yerine patateslerini fırında pişirmeyi düşündün mü?
Tom became interested in baking when he was very young.
- Tom çok gençken fırında pişirmekle ilgilenmeye başladı.
What did you have for dinner? Grilled shrimp and baked zucchini with garlic sauce over rice noodles.
- Akşam yemeğinde ne yedin? Izgara karides ve pirinç erişte üzerinde sarımsak soslu fırında pişmiş kabak.
The young lady in the baker's shop is beautiful.
- Fırıncı dükkanındaki genç bayan güzeldir.
Run and get some bread from the baker's!
- Koş ve fırından bir ekmek al.
This factory manufactures electric stoves.
- Bu fabrikalar elektrikli fırın üretir.