Berbat bir şeyin kokusunu alıyorum.
- I smell something awful.
O şarkıcının berbat bir sesi var.
- That singer has an awful voice.
Geçen yaz çok kötüydü.
- Last summer was awful.
Söylediğim şey hakkında çok çok kötü hissediyorum.
- I feel awful about what I said.
Niçin o kadar korkunçsun?
- Why are you so awful?
O, korkunç bir gündü.
- That was an awful day.
Tom çok yorgun görünüyordu.
- Tom seemed awfully tired.
Ben geç kaldığım için çok üzgünüm.
- I'm awfully sorry that I was late.
Onun konuşması müthiş sıkıcıydı.
- His speech got awfully boring.
Ne müthiş bir dünyada yaşıyoruz!
- What an awful world we live in!
I have learnt an awful amount today.