Tom can put away more money, tax-deferred, for retirement.
- Tom emeklilik için, vergisi ertelenmiş daha çok parayı bir kenara koyabilir.
His life after retirement was unhappy.
- Emeklilikten sonraki hayatı mutsuzdu.
It was hard for him to live on his small pension.
- Onun küçük bir emeklilik maaşıyla yaşaması zordu.
It's hard for him to live on his small pension.
- Küçük emeklilik maaşıyla yaşamak, onun için zordur.
Who said anything about retiring?
- Kim emeklilik hakkında bir şey söyledi?
I have no regrets about retiring.
- Emeklilik konusunda pişmanlık duymuyorum.
My uncle retired from teaching last year, but he still managed to hang onto a position at the university.
- Amcam geçen yıl öğretmenlikten emekli oldu, fakat üniversitede bir görevi hâlâ sürdürebiliyordu.
With the money Mr Johnson had saved, he would be able to live high on the hog when he retired.
- Bay Johnson kazandığı paradan dolayı, emekli olduğunda etrafa para saçabilecekti.
I became a retiree after working for forty-five years in a cubicle.
- Kırk beş yıl boyunca bir hücrede çalıştıktan sonra emekli oldum.
The stock market crash forced many retirees back into the job market.
- Borsa krizi birçok emekliyi yeniden iş piyasasına zorladı.
She's a widow and a pensioner, and faces many hardships.
- O dul ve emeklidir ve birçok zorluklarla karşı karşıyadır.
A farewell party was held for the executive who was retiring.
- Emekli olan bir yönetici için bir veda partisi düzenlendi.
Tom announced he was retiring.
- Tom emekli olduğunu duyurdu.