He knows nothing about electronics.
- Elektronik hakkında bir şey bilmez.
Electronic commerce began to spread rapidly.
- Elektronik ticaret hızla yayılmaya başladı.
I used to work in an electronics store.
- Bir elektronik mağazasında çalışırdım.
He entered the college to study electronics.
- Üniversiteye elektronik eğitimi için girdi.