He is economically independent of his parents.
- O ekonomik yönden ebeveynlerinden bağımsız.
I am economically independent of my parents.
- Ekonomik olarak ailemden bağımsızım.
Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home.
- Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.
Instead, I will turn to a discussion of the two economic variables I defined a moment ago.
- Onun yerine az önce tanımladığım iki ekonomik değişkenin tartışmasına döneceğim.
There is an urgent need for affordable housing.
- Ekonomik konuta acil bir ihtiyaç vardır.
We wanted an economy car.
- Biz ekonomik bir araba istedik.
Any turnaround of the economy is not expected this year.
- Bu yıl herhangi bir ekonomik revizyon beklenmiyor.