Hearing about people kidnapping little children just makes my blood boil.
- Küçük çocukları kaçıran insanlar hakkında duymak kanımı kaynatıyor.
I'm glad to hear that she is unmarried.
- Onun bekar olduğunu duymaktan dolayı mutluyum.
I'm getting sick of hearing you complain.
- Şikayet ettiğini duymaktan bıkıyorum.
I'm getting tired of hearing Christmas music everywhere I go.
- Gittiğim her yerde Noel müziklerini duymaktan bıkıyorum.
Tom didn't want to hear about all of Mary's problems, but he sat quietly and listened.
- Tom Mary'nin problemlerinin tamamını duymak istemiyordu fakat sessizce oturdu ve dinledi.
It was a shock to hear about Tom's divorce.
- Tom'un boşanması hakkında duymak bir şoktu.
We were delighted to hear of his success.
- Onun başarısını duymaktan mutlu olduk.
He takes pride in his work.
- O işinden gurur duymaktadır.
Hearing about people kidnapping little children just makes my blood boil.
- Küçük çocukları kaçıran insanlar hakkında duymak kanımı kaynatıyor.
The old man was hard of hearing.
- Yaşlı adam duymakta zorlanıyor.
We heard somebody shout.
- Birinin bağırdığını duyduk.
We heard the boy playing the violin.
- Çocuğun Keman çaldığını duyduk.
Keiko is proud of her family.
- Keiko ailesiyle gurur duymaktadır.
Mr. Wilson is proud of his house.
- Bay Wilson eviyle gurur duymaktadır.
He's every reason to be proud of his son.
- Oğluyla gurur duymak için her türlü nedeni var.
He's every reason to be proud of his son.
- Oğluyla gurur duymak için her türlü nedeni var.
He takes pride in his work.
- O işinden gurur duymaktadır.
We'd all be interested in your point of view.
- Bakış açına hepimiz ilgi duyardık.
Who can read the heroic deeds of brave men without a feeling of respect and admiration?
- Kim saygı ve hayranlık hissi duymadan cesur insanların kahramanca eylemlerini okuyabilir?
He's every reason to be proud of his son.
- Oğluyla gurur duymak için her türlü nedeni var.
You've got to respect Tom.
- Tom'a saygı duymak zorundasın.
Hindus don't eat meat, in particular beef, and they are mainly vegetarian in order to respect the animals' lives.
- Hindular et, özellikle sığır eti yemezler, onlar hayvanların yaşamlarına saygı duymak için temel olarak vejetaryendirler,