Hearing about people kidnapping little children just makes my blood boil.
- Küçük çocukları kaçıran insanlar hakkında duymak kanımı kaynatıyor.
He would be glad to hear that.
- O, onu duymaktan mutlu olurdu.
I'm getting tired of hearing you say that.
- Bunu söylediğini duymaktan bıkıyorum.
We were disappointed to hear that Tom couldn't get a visa.
- Tom'un vize alamadığını duymak bizi hayal kırıklığına uğrattı.
Would you like to hear about what I did last summer?
- Geçen yaz ne yaptığımı duymak ister misin?
I would love to hear about how your wedding planning is going!
- Evlilik planlamanın nasıl gittiğini duymak istiyorum!
We were delighted to hear of his success.
- Onun başarısını duymaktan mutlu olduk.
He takes pride in his work.
- O işinden gurur duymaktadır.
Hearing about people kidnapping little children just makes my blood boil.
- Küçük çocukları kaçıran insanlar hakkında duymak kanımı kaynatıyor.
The more countries a language is spoken in, the less important it is to sound like a native speaker, since speakers of that language are accustomed to hearing various dialects.
- Bir dil ne kadar çok ülkede konuşulursa, yerli konuşanı gibi ses çıkarmak o kadar daha az önemlidir, çünkü o dilin konuşanları değişik lehçeler duymaya alışkındır.
We heard the boy playing the violin.
- Çocuğun Keman çaldığını duyduk.
Nobody but John has heard of it.
- John'dan başka hiç kimse onu duymadı.
Mr. Wilson is proud of his house.
- Bay Wilson eviyle gurur duymaktadır.
Keiko is proud of her family.
- Keiko ailesiyle gurur duymaktadır.
He's every reason to be proud of his son.
- Oğluyla gurur duymak için her türlü nedeni var.
He's every reason to be proud of his son.
- Oğluyla gurur duymak için her türlü nedeni var.
He takes pride in his work.
- O işinden gurur duymaktadır.
We'd all be interested in your point of view.
- Bakış açına hepimiz ilgi duyardık.
Who can read the heroic deeds of brave men without a feeling of respect and admiration?
- Kim saygı ve hayranlık hissi duymadan cesur insanların kahramanca eylemlerini okuyabilir?
He's every reason to be proud of his son.
- Oğluyla gurur duymak için her türlü nedeni var.
We have to respect local customs.
- Yerel geleneklere saygı duymak zorundayız.
Hindus don't eat meat, in particular beef, and they are mainly vegetarian in order to respect the animals' lives.
- Hindular et, özellikle sığır eti yemezler, onlar hayvanların yaşamlarına saygı duymak için temel olarak vejetaryendirler,