I'm glad to hear that she is unmarried.
- Onun bekar olduğunu duymaktan dolayı mutluyum.
Hearing about people kidnapping little children just makes my blood boil.
- Küçük çocukları kaçıran insanlar hakkında duymak kanımı kaynatıyor.
I get tired of hearing Tom talking about Mary.
- Tom'un Mary hakkında konuşmasını duymaktan bıktım.
I'm getting tired of hearing you say that.
- Bunu söylediğini duymaktan bıkıyorum.
I would love to hear about how your wedding planning is going!
- Evlilik planlamanın nasıl gittiğini duymak istiyorum!
He wanted to hear about the news.
- Haberi duymak istedi.
We were delighted to hear of his success.
- Onun başarısını duymaktan mutlu olduk.
He takes pride in his work.
- O işinden gurur duymaktadır.
The old man was hard of hearing.
- Yaşlı adam duymakta zorlanıyor.
Hearing about people kidnapping little children just makes my blood boil.
- Küçük çocukları kaçıran insanlar hakkında duymak kanımı kaynatıyor.
Nobody but John has heard of it.
- John'dan başka hiç kimse onu duymadı.
Never have I heard anyone say a thing like that.
- Herhangi birinin öyle bir şey söylediğini asla duymadım.
Keiko is proud of her family.
- Keiko ailesiyle gurur duymaktadır.
Tom is proud of Mary.
- Tom Mary ile gurur duymaktadır.
He's every reason to be proud of his son.
- Oğluyla gurur duymak için her türlü nedeni var.
He's every reason to be proud of his son.
- Oğluyla gurur duymak için her türlü nedeni var.
He takes pride in his work.
- O işinden gurur duymaktadır.
We'd all be interested in your point of view.
- Bakış açına hepimiz ilgi duyardık.
Who can read the heroic deeds of brave men without a feeling of respect and admiration?
- Kim saygı ve hayranlık hissi duymadan cesur insanların kahramanca eylemlerini okuyabilir?
He's every reason to be proud of his son.
- Oğluyla gurur duymak için her türlü nedeni var.
Hindus don't eat meat, in particular beef, and they are mainly vegetarian in order to respect the animals' lives.
- Hindular et, özellikle sığır eti yemezler, onlar hayvanların yaşamlarına saygı duymak için temel olarak vejetaryendirler,
You've got to respect Tom.
- Tom'a saygı duymak zorundasın.