duyguları

listen to the pronunciation of duyguları
Турецкий язык - Английский Язык

Определение duyguları в Турецкий язык Английский Язык словарь

duygu
emotion

She can't control her emotions. - O, duygularını kontrol edemez.

Cats show emotional habits parallel to those of their owners. - Kediler sahiplerininkine paralel duygusal alışkanlıklar gösterir.

duygu
feeling

Her feelings are easily hurt. - Onun duyguları kolayca incinir.

I may have hurt his feelings. - Ben onun duygularını incitmiş olabilirim.

duyguları ile oynamak
play on smb.'s heartstrings
duyguları çelişen
ambivalent
duygu
{i} feel

We were afraid that we might hurt his feelings. - Biz onun duygularını incitmekten korktuk.

Music moves the feelings. - Müzik duyguları tahrik eder.

duygu
sensation

I can't feel anything in my left foot; there's no sensation at all. - Ben sol ayağımda bir şey hissedemiyorum; hiç duygu yok.

Pain is an entirely personal sensation. - Ağrı tamamen kişisel bir duygudur.

duygu
{i} sense

He has an acute sense of observation. - O güçlü bir gözlem duygusuna sahiptir.

A dog's sense of smell is much keener than a human's. - Bir köpeğin koku alma duygusu, bir insanınkinden çok daha keskindir.

duygu
feelings

I may have hurt his feelings. - Ben onun duygularını incitmiş olabilirim.

He looked confident but his inner feelings were quite different. - Emin görünüyordu fakat onun iç duyguları tamamen farklıydı.

duygu
sentiment

She expressed her sentiments on the war. - Savaşla ilgili duygularını ifade etti.

I didn't even know that these sentiments still existed. - Böyle duyguların hâlâ var olduğunu bilmiyordum bile.

duygu
chord
duygu
feeling, attitude
duygu
communion
duygu
susceptibilities
duygu
(Pisikoloji, Ruhbilim) affect

He shows warm affection for his children. - O, çocukları için sıcak duygusal yakınlık gösteriyor.

Don't toy with her affections. - Onun duyguları ile oyun oynama.

duygu
sensation, sense reception
duygu
sensus
duygu
sentiment, bond of sentiment
duygu
be feeling
duygu
of feeling
Duygu
(isim) Feeling, emotion
aynı duyguları paylaşan
sympathetic
duygu
feeling, emotion; sense, sensation
çelişik duyguları olma
ambivalence
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение duyguları в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Duygu
his
duygu
Belirli nesne, olay veya bireylerin insanın iç dünyasında uyandırdığı izlenim
Duygu
ihtisas
duygu
Ahlaki, estetik vb
duygu
şeyleri değerlendirme, onlara bağlanma yeteneği
duygu
Önsezi
duygu
Ahlâki, estetik vb. şeyleri değerlendirme, onlara bağlanma yeteneği
duygu
Duyularla algılama, his
duygu
Kendine özgü bir ruhî hareket ve hareketlilik
duygu
Kendine özgü bir ruhsal hareket ve hareketlilik: "Bütün bu hatıraların yerini bir tek duygu, fena bir duygu, fenayım, fena oluyorum, çok fenayım duygusu kapladı."- P. Safa
duygu
Belirli nesne, olay veya bireylerin insanın iç dünyasında uyandırdığı izlenim: "Bu laflarda gerçek payı ne kadar çoksa, duygu payı da ondan az değildir."- B. Felek. Önsezi: "Yolunuzu değiştirmeniz lazım geldiğini de sezecek kadar bir duygum vardır."- A. Gündüz