Dün berbat bir kaza oldu.
- An awful accident happened yesterday.
Berbat bir şeyin kokusunu alıyorum.
- I smell something awful.
Ben çok kötü üşüttüm.
- I caught an awful cold.
Çok kötü görünüyorsun. Ne oldu?
- You look awful. What happened?
Niçin o kadar korkunçsun?
- Why are you so awful?
Bu korkunç köpeği nereden buldun?
- Where did you find this awful dog?
Bu, iki kişi için oldukça çok şey gibi görünüyor.
- That looks like an awful lot for two people.
Ben geç kaldığım için çok üzgünüm.
- I'm awfully sorry that I was late.
Onun konuşması müthiş sıkıcıydı.
- His speech got awfully boring.
Ne müthiş bir dünyada yaşıyoruz!
- What an awful world we live in!