Don't eat like a pig.
- Domuz gibi yemek yemeyin.
No part of the pig is wasted.
- Domuzun hiçbir parçası boşa gitmedi.
They sacrificed forbidden swine, and put to death all who refused to eat.
- Onlar yasaklanmış domuzu kurban etti, ve onu yemeyi reddeden herkesi öldürdüler.
His father worked as a swineherd.
- Onun babası domuz çobanı olarak çalıştı.
There's a pig in the sty.
- Ahırda bir domuz var.
Tom is very good friend, but he looks like a wild boar so I don't consider him a potential love interest.
- Tom çok iyi bir arkadaş fakat o bir yaban domuzuna benziyor bu yüzden onu potansiyel bir ilgi duyulan kişi olarak düşünmüyorum.
Wild boars have dug up my garden.
- Yaban domuzları bahçemi kazdı.
Is eating raw pork really bad for you?
- Çiğ domuz eti yemek sizin için gerçekten zararlı mı?
Is eating pork a sin?
- Domuz eti yemek günah mı?
Tom doesn't like pork.
- Tom domuz eti sevmez.
Is eating pork a sin?
- Domuz eti yemek günah mı?
Do you want some more bacon?
- Biraz daha domuz pastırması ister misiniz?
Doesn't it smell like bacon?
- O domuz pastırması gibi kokmuyor mu?
How many pork chops did you buy?
- Kaç tane domuz pirzolası satın aldın?
He's eating pork chops.
- O, domuz pirzolası yiyor.
His father worked as a swineherd.
- Onun babası domuz çobanı olarak çalıştı.
The pigs are not in the pen.
- Domuzlar ağılda değil.
The pigs did not actually work, but directed and supervised the others.
- Aslında domuzlar çalışmadı fakat diğerlerini yönetti ve denetledi.