dolabı

listen to the pronunciation of dolabı
Турецкий язык - Английский Язык

Определение dolabı в Турецкий язык Английский Язык словарь

elbise dolabı
wardrobe

She selected a blue dress from the wardrobe. - Elbise dolabından mavi bir elbise seçti.

I need a new wardrobe. - Yeni bir elbise dolabına ihtiyacım var.

dolap
cupboard

When Mary went to cook dinner, she found that her potatoes had sprouted in the cupboard. - Mary akşam yemeği pişirmeye gittiğinde, dolaptaki patateslerinin çimlenmiş olduğunun farkına vardı.

All of the money in the cupboard was stolen. - Dolaptaki bütün para çalındı.

dolap
{i} wardrobe

The keys are in the wardrobe. - Anahtarlar dolaptadır.

In the wardrobe, there is... I'm not saying what's in the wardrobe; that is remaining my great secret. - Dolapta, vardır...Dolapta ne olduğunu söylemiyorum; o benim büyük sırrımdan arta kalandır.

dolap
cabinet

Mary keeps her best dishes in that cabinet. - Mary en iyi yemek takımlarını o dolapta tutar.

Tom took a cup out of the cabinet. - Tom dolaptan bir fincan çıkardı.

dolabı sezmek
get to
dosya dolabı
filing cabinet
dosya dolabı
filling cabinet
dosya dolabı
file cabinet
dolap
closet

I found a box of Tom's things in the closet. - Dolapta Tom'un eşyalarının bulunduğu bir kutu buldum.

Tom took his coat out of the closet and put it on. - Tom ceketini dolaptan aldı ve onu giydi.

dolap
wheel

Who were you with on the Ferris wheel? - Dönme dolapta kimle birlikteydin?

The first Ferris wheel was built in 1893 in Chicago. - İlk dönme dolap 1893 yılında Chicago'da inşa edildi.

dolap
cabal
dolap
cheating
dolap
water wheel
dolap
cuddy
dolap
{i} dodge
dolap
(Tıp) chamber
dolap
machinate
dolap
collusion
dolap
water-wheel
dolap
refrigerator

I drank some of the milk and kept the rest in the refrigerator. - Sütün birazını içtim ve geriye kalanını dolapta tuttum.

dolap
jiggery-pokery
dolap
fridge

There is some milk in the fridge. - Dolapta biraz süt var.

Tom got a bottle of beer out of the fridge. - Tom dolaptan bir şişe bira çıkardı.

dolap
monkey business

He is up to some monkey business. - O, bir dolap çeviriyor.

dolap
frame-up
dolap
subterfuge
dolap
plot

Tom suspects that Mary and I are plotting something. - Tom, Meryem ile benim bir dolap çevirdiğimizden şüpheleniyor.

giysi dolabı
garderobe
mutfak dolabı
kitchen cupboard
tabak dolabı
dresser
dolap
scheme

Tom schemed to destroy the project. - Tom projeyi yok etmek için bir dolap çevirdi.

dolap
game
dolap
trickery
dolap
trick
dolap
intrigue
dolap
locker

Tom slammed the locker door shut. - Tom dolap kapısını çarparak kapattı.

The school searched the students' lockers. - Okul öğrencilerin dolaplarını aradı.

emanet dolabı
safety cabinet
evrak dolabı
Documents Fridge
karteks dolabı
karteks Fridge
yangın dolabı
Fire cabinet
alet dolabı
tool cabinet
bostan dolabı noria, water wheel
for irrigation
boyama dolabı
wince
değirmen dolabı
mill wheel
dolap
cupboard; wardrobe; water wheel; trick, plot, intrigue, game, subterfuge, monkey business; fridge, refrigerator, ice-box
dolap
dope
dolap
cupboard; wardrobe
dolap
flimflam
dolap
stall in the Covered Market in Istanbul
dolap
doubling
dolap
frame up
dolap
treadmill
dolap
Ferris wheel

The Ferris wheel is my favorite. - Dönme dolap benim favorimdir.

The first Ferris wheel was built in 1893 in Chicago. - İlk dönme dolap 1893 yılında Chicago'da inşa edildi.

dolap
ramp
dolap
hutch
dolap
machinations
dolap
imposture
dolap
jiggery pokery
dolap
machination
dolap
(Konuşma Dili) plot, intrigue, trickery, ruse
dolap
manoeuvre [Brit.]
dolap
maneuver
dolap
{i} repository
dolap
{i} manoeuvre
dolap
{i} ruse
dolap
cheat
dolap
shady
dolap
{i} sell
dolap
{i} wile
dolap
{i} trap
dümen dolabı
steering gear
dümen dolabı
naut . rudder wheel, wheel
dümen dolabı
steering wheel
dümen dolabı
steering wheel, wheel
ecza dolabı
small first-aid cupboard
ecza dolabı
medicine chest
elbise dolabı
clothespress
elbise dolabı
clothes press
elbise dolabı
coat closet
erzak dolabı
larder
filtre dolabı
filter box
giysi dolabı
wardrobe, armoire
giysi dolabı
wardrobe
hafif silahlar dolabı
(Askeri) small arms locker
ilaç dolabı
medicine chest
ilaç dolabı
medicine cabinet, medicine chest
kahve dolabı
cylindrical coffee roaster
kayıp eşya dolabı
left luggage locker
kitap dolabı
bookcase

Put the books in the bookcase. - Kitapları kitap dolabına koy.

kurutma dolabı
drying chamber
malzeme dolabı
locker
pancar dolabı
beet wheel
perdah dolabı
rumble
perdah dolabı
tumbling barrel
pusula dolabı
binnacle
salt dolabı
switch box
sedye dolabı
cupboard containing stretcher
silah dolabı
(Askeri) arms locker
su dolabı
water wheel
zincir dolabı
chain locker
çamaşır dolabı
clothes press
çamaşır dolabı
linen cupboard, linen closet, linen press
çamaşır dolabı
linen closet
çamaşır dolabı
linen cupboard
çamaşır dolabı
chiffonier
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение dolabı в Турецкий язык Турецкий язык словарь

karteks dolabı
Bilgi kartlarının bulunduğu kutu veya çekmecelerin içinde saklandığı, ayrıca on kısmı düz veya stor kapak ile kilitlenebilen mobilya
DOLAP
(Osmanlı Dönemi) Eskiden selâmlık ile harem arasında eşya alıp vermeye mahsus döner dolap ki, veren ile alan birbirlerini görmezlerdi
DOLAP
(Osmanlı Dönemi) Her çeşit döner çark, çıkrık
DOLAP
(Osmanlı Dönemi) Mc: Hile, hile ile iş görme
DOLAP
(Osmanlı Dönemi) İşlerin idaresi
DOLAP
(Osmanlı Dönemi) (C.: Devâlib) Kuyudan su çıkarıp bahçeleri sulamaya mahsus döner makine
DOLAP
(Osmanlı Dönemi) İçine eşya vesaire konulan raflı veya rafsız göz
Dolap
işkap
banyo dolabı
Banyo için gereken malzemelerin içinde bulundurulduğu dolap
bostan dolabı
Sebze bahçesini sulamak için bir at bağlanarak diklemesine dönen kovalarla kuyudan su çıkarmaya yarayan dolap
dolap
Genellikle tahtadan yapılmış, bölme veya çekmelerine eşya konulan, kapaklı mobilya
dolap
bakınız: dönme dolap
dolap
Orta oyununda sahnede dükkân veya ev olarak kullanılan dekor
dolap
Dönme dolap
dolap
Dükkân
dolap
Genellikle tahtadan yapılmış, bölme veya çekmelerine eşya konulan kapaklı mobilya
dolap
Düzen, hile, manevra. İstanbul bedesteninde dükkân
dolap
Düzen, hile, manevra
dolap
Genellikle tahtadan yapılmış, bölme veya çekmelerine eşya konulan kapaklı mobilya: "Hemen aynalı dolabını açtı, en iyi çarşafını çıkararak acele giyinmeye başladı."- P. Safa
dolap
Dönerek çalışan ve özellikle su çeken düzen
dolap
Büyük su değirmeni
ecza dolabı
İçinde gerekli ilâçların ve aletlerin bulunduğu özel olarak yaptırılan küçük dolap
elbise dolabı
İçindeki askılara giysi asılan, genellikle tahtadan yapılan ve özel bölmeleri olan mobilya
emanet dolabı
Emanetçinin aldığı para veya eşyayı sakladığı mobilya
evrak dolabı
Dosyaları, diğer yazı ve belgeleri saklamakta kullanılan dolap
kahve dolabı
Kahve kavrulan döner kap
kitap dolabı
Ön yüzü açık, yatay ve dikey bölümleri olan bazı türlerinde çekmece de bulunan, kitap koymaya yarayan mobilya
köşe dolabı
Köşe yere yerleştirilen dik açı biçiminde yapılmış dolap
makine dolabı
Makineler için özel yapılan dolap
mutfak dolabı
Mutfak aletlerinin yerleştirilmesi için yaptırılan özel dolap
müzik dolabı
Radyo, televizyon, teyp, pikap, video vb. ses cihaz ve aksesuarları koymaya yarayan mobilya
su dolabı
Kuyudan su çıkarmaya yarayan çark; küçükleri el, büyükleri at vb. yardımıyla çalıştırılır
yemek dolabı
Yemeğin saklandığı yer
çalışma dolabı
Üst yüzeyinde çalışma tablası bulunan, ön yüzeyinde kapak ve çekmeceleri olan mobilya
çamaşır dolabı
Çamaşır saklamada kullanılan çekmeceli dolap
dolabı
Избранное