dikkatini

listen to the pronunciation of dikkatini
Турецкий язык - Английский Язык

Определение dikkatini в Турецкий язык Английский Язык словарь

dikkat
care

If you're not careful, you might slip and fall on the icy steps. - Eğer dikkatli olmazsan ,kayabilir ve buzlu basamakların üstüne düşebilirsin.

I'm the type who likes to think things over very carefully. - Şeylerin üzerinde çok dikkatlice düşünmeyi seven tipim.

dikkat
attention

I did not want to attract attention. - Ben dikkat çekmek istemiyordum.

Tom didn't want to attract attention. - Tom dikkat çekmek istemiyordu.

dikkat
caution

Please proceed with caution. - Lütfen dikkatli olun.

We should proceed with great caution. - Büyük bir dikkatle devam etmeliyiz.

dikkatini dağıtmak
distract
dikkatini dağıtma
diversion
dikkatini vermek
concentrate
dikkatini çekmek
point out

Before we begin, I'd just like to point out to everyone that we have to be very careful not to break anything. - Biz başlamadan önce, bir şey kırmamak için çok dikkatli olmamız gerektiği konusunda herkesin dikkatini çekmek istiyorum.

dikkatini vermek
attend
dikkatini çekmek
1. (Başkasının) Engage smb.'s attention, attract smb.'s attention2. (Birşey birinin) Come to smb.'s attention, be attracted
dikkatini dağıtmak
to divert, to distract
dikkatini toplamak
rivet one's attention on
dikkatini vermek
zero in on
dikkatini vermek
glue
dikkatini vermek
settle down to
dikkatini vermek
engross
dikkatini vermiş
absorbed
dikkatini çekmek
come to smb.'s attention
dikkatini çekmek
engage attention
dikkatini çekmek
interest
dikkatini çekmek
caution
dikkatini çekmek
attract attention
dikkatini çekmek
to call (someone's) attention to (something)
dikkatini çekmek
be attracted
dikkatini çekmek
a) to call sb's attention b) to point sth out (to sb)
dikkatini çevirmek
to focus one's attention on
dikkat
attention, caution; care, carefulness, heed, assiduity, regard; Look out!, Watch out!, Be careful!, Attention!
dikkat
discretion
dikkat
(Hukuk) consideration

You should take her illness into consideration. - Onun hastalığına dikkat etmelisin.

Out of consideration to the pig farming industry the name 'pig influenza' has been changed into 'influenza A(H1N1)'. - Domuz yetiştiriciliği endüstrisini dikkate almazsak 'domuz gribi' adı 'A gribi (H1N1) olarak değişti.

dikkat
warning

Tom failed to heed warning signs. - Tom uyarı işaretlerine dikkat edemedi.

He paid no attention to my warning. - Uyarımı dikkate almadı.

dikkat
regard

He was fighting regardless of his wound. - O, yarasını dikkate almadan dövüşüyordu.

He came regardless of my instructions. - Benim talimatlarımı dikkate almadan geldi.

dikkat
circumspection
dikkat
be careful!

Be careful interpreting indirect translations. Genders may have changed. - Dolaylı çevirileri yorumlarken dikkatli ol. Cinsiyetler değişmiş olabilir.

You'd better be careful about going to her house. - Onun evine gitme hakkında dikkatli olsan iyi olur.

dikkat
mind

Tom was mindful of my warning. - Tom uyarıma dikkat etti.

I wasn't being mindful and got on a wrong bus by mistake. - Dikkatli değildim ve yanlışlıkla hatalı otobüse bindim.

dikkat
beware of

Beware of pickpockets. - Yankesicilere dikkat edin.

Beware of falling rocks! - Düşen kayalara dikkat edin!

dikkat
nota bene
dikkat
diligence
dikkat
(Bilgisayar) careful

If you're not careful, you might slip and fall on the icy steps. - Eğer dikkatli olmazsan ,kayabilir ve buzlu basamakların üstüne düşebilirsin.

The doctor thinks carefully before deciding what medicine to give. - Doktor, hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür.

dikkat
fetish
dikkat
cate
dikkat
(Bilgisayar) look out

Look out! There's a truck coming! - Dikkat! Buraya gelen bir kamyon var!

Look out for pickpockets. - Yankesicilere dikkat et.

dikkatini toplamak
focus attention
dikkatini vermek
pay attention to
dikkatini vermek
pay attention
dikkatini vermek
turn to
dikkatini çekmek
arouse interest
dikkat
{i} notice

I didn't notice the light turn red. - Işığın kırmızıya döndüğüne dikkat etmedim.

Notice how the player uses his elbows. - Oyuncunun dirseğini nasıl kullandığına dikkat edin.

dikkat
count

In recent years, some Muslim countries have prospered and attracted the attention of the world. - Son yıllarda, bazı Müslüman ülkeler zenginleşmiş ve dünyanın dikkatini çekmişlerdir.

At last, they began to count down cautiously. - Sonunda, dikkatlice geri saymaya başladılar.

dikkat
heed

They gave no heed to the warning. - Uyarıya dikkat etmediler.

Tom failed to heed warning signs. - Tom uyarı işaretlerine dikkat edemedi.

dikkat
intentness
dikkat
carefulness
dikkat
{i} attentiveness

Do your work with more attentiveness. - Biraz daha dikkatli çalışır mısın?

dikkat
solicitude
dikkatini çekmek
draw attention
dikkatini çekmek
call one's attention
dikkatini çekmek
catch sb's eyes
dikkatini çekmek
arrest
Dikkatini çekmek
get someone's attention

How did the dog get her attention?.

dikkat
taking care of
dikkat
considerations
dikkat
in attention
dikkat
watchfulness
dikkat
remark

There was nothing worthy of remark at the fair. - Fuarda dikkate değer bir şey yoktu.

Recent advances in medicine are remarkable. - Tıptaki son gelişmeler dikkat çekiyor.

dikkat
watch out

Watch out for thieves around here. - Civardaki hırsızlara dikkat edin.

Watch out for pickpockets. - Yankesicilere dikkat edin.

dikkat
note

Please take note of that. - Lütfen ona dikkat et.

There is one very noteworthy element in this stage. - Bu aşamada dikkat çeken bir husus vardır.

dikkat
fore

The forest fire occurred through carelessness. - Orman yangını dikkatsizlik yüzünden oldu.

If you go into the forest, watch out for the ogres who eat children! - Eğer ormana giderseniz, çocukları yiyen canavarlara dikkat edin!

dikkat
shun
dikkat
Notice!

I hope my mistake will escape his notice. - Hatamın onun dikkatinden kaçacağını umuyorum.

I didn't notice the light turn red. - Işığın kırmızıya döndüğüne dikkat etmedim.

dikkat
Beware!

Beware of pickpockets. - Yankesicilere dikkat edin.

Beware! There's a car coming! - Çok dikkat et! Gelen bir araba var!

dikkat
careful attention
dikkat
ware
dikkat
application
dikkat
cave
dikkat
cautiousness
dikkat
Be careful!/ Look out!
dikkat
ear(1)
dikkat
beware

Beware of the cockerel. It bites. - Yavru horoza dikkat edin. O ısırır.

Beware of pickpockets here. - Burada yankesicilere dikkat edin.

dikkat
studious
dikkat
rigor
dikkat
cognizance
dikkatini toplamak
focus
dikkatini vermek
(Fiili Deyim ) concentrate on
nazarı dikkatini çekmek
to attract sb's attention into consideration
nazarı dikkatini çekmek
to attract (someone's) attention
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение dikkatini в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Dikkat
(Osmanlı Dönemi) SAAL
Dikkat
(Osmanlı Dönemi) ÇÜ
DİKKAT
(Osmanlı Dönemi) İncelik, dakik oluş. Ehemmiyet ve kıymet verme
dikkat
Dikkat ediniz! anlamında bir uyarma sözü
dikkat
Dikkat ediniz!
dikkat
İlgi, özen
dikkat
Bilinç etkinliğinin belli bir nesne üzerinde yoğunlaşması
dikkat
Duygularla düşünceyi bir şey üzerinde toplama, uyanıklık: "Dikkatle bakınca güvertedeki insanların gidip gelişini kolaylıkla seçebiliyor."- Y. K. Karaosmanoğlu. İlgi, özen
dikkat
Duygularla düşünceyi bir şey üzerinde toplama, uyanıklık