You must answer for your careless conduct.
- Dikkatsiz davranışının hesabını vermelisin.
I am ashamed of my son's conduct.
- Oğlumun davranışından utanıyorum.
His behavior disappointed many of his friends.
- Onun davranışı arkadaşlarının çoğunu hayal kırıklığına uğrattı.
His appearance and behavior made me ashamed of him.
- Onun görünüşü ve davranışı beni ondan utandırdı.
I apologize in advance for his behaviour.
- Onun davranışları için şimdiden özür dilerim.
Her behaviour isn't normal for a young girl.
- Onun davranışı genç bir kız için normal değil.
Tom can't put up with Mary's bad manners any longer.
- Tom Mary'nin kötü davranışlarına daha fazla katlanamaz.
His manners are not those of a gentleman.
- Onun davranışları bir centilmen tavrı değildir.
Culture plays a dynamic role in shaping an individual's character, attitude, and outlook on life.
- Kültür bir bireyin karakterinin, davranışının ve hayata bakış açısının şekillenmesinde dinamik bir rol oynar.
Justify your attitude, come on, justify being there when it all happened.
- Davranışını haklı çıkar, haydi, bunların hepsi olduğunda orada olmanı haklı çıkar.
She gave her reporters social deportment tips.
- O muhabirlerine sosyal davranış ipuçları verdi.
It's hard for me to explain my actions.
- Davranışlarımı açıklamak benim için zor.
Her actions disturb me.
- Onun davranışları beni rahatsız ediyor.
Behaviour is the highest form of preaching.
- Davranış vaazın en yüksek biçimidir.
Tom certainly didn't approve of the way Mary was behaving.
- Tom Mary'nin davranış biçimini kesinlikle onaylamadı.
He grumbled about the way they treated him.
- Onların ona davranış tarzı hakkında söylendi.
We judge ourselves by our intentions and others by their actions.
- Kendimizi niyetimizle başkalarını ise davranışlarıyla yargılarız.
He appears brave, but it's just an act.
- O cesur görünüyor fakat o sadece bir davranış.
I'm not accustomed to such treatment.
- Böyle bir davranışa alışık değilim.
Bad thoughts lead to bad deeds.
- Kötü düşünceler kötü davranışlara yol açar.
The way Tom behaves infuriates me.
- Tom davranış şekli beni öfkelendiriyor.
He behaved in a cheap manner.
- O, adi davranış sergiledi.
What do you think of the way Tom has been behaving lately?
- Tom'un son zamanlardaki davranış tarzı hakkında ne düşünüyorsun?
He grumbled about the way they treated him.
- Onların ona davranış tarzı hakkında söylendi.
Please behave honestly.
- Lütfen dürüst davran.
Young people are apt to behave that way.
- Genç insanlar o şekilde davranmaya eğilimlidir.