Tom her zaman bir kız evlat istemişti.
 - Tom had always wanted a daughter.
Kız evlat saçını fırçalar.
 - The daughter brushes her hair.
Tom her zaman bir kız evlat istedi.
 - Tom always wanted a daughter.
Dul bir kadın ve bir kız evlat bırakıyor.
 - He leaves a widow and a daughter.
Mary onun kızına bağırmakla ilgili kendini suçlu hissetti.
 - Mary felt guilty about yelling at her daughter.
Anne, kızının saçına bir kurdele bağladı.
 - The mother tied a ribbon in her daughter's hair.
Sami'nin kendi kızı ile ensest ilişkisi vardı.
 - Sami has had an incestuous relationship with his daughter.
İyi bir kız çocuğu, iyi bir eş yapacaktır.
 - A good daughter will make a good wife.
Joneslar kızlarını sever.
 - The Joneses love their daughter.
French, Spanish, Italian and Portuguese are daughter languages of Latin.