Kıskançlık, Tom'un zihnini karartmaya başlıyor.
 - The jealousy is starting to darken Tom's mind.
Aniden bulutlar gökyüzünü kararttı.
 - Suddenly, the clouds darkened the sky.
Kıskançlık, Tom'un zihnini karartmaya başlıyor.
 - The jealousy is starting to darken Tom's mind.
Hava duman tarafından karartıldı.
 - The air was darkened by the smoke.