damarları

listen to the pronunciation of damarları
Турецкий язык - Английский Язык

Определение damarları в Турецкий язык Английский Язык словарь

damar
{i} vessel

The nurse hit a blood vessel. - Hemşire damardan enjeksiyon yaptı.

A blood vessel burst inside his brain. - Beyninde bir kan damarı patladı.

damar
vein

My daughter cut her veins with a piece of glass. - Kızım bir cam parçası ile damarlarını kesti.

When he shouted, the veins in his neck stood out clearly. - O bağırdığında onun boyun damarları açıkça görünüyordu.

damarları büzen ilaç
astringent
damarları kabarmak
(for a specified part of one's character) to show itself: Babalık damarları kabardı. His fatherly side showed itself
damarları şaha kalkmak
slang to want something badly, have a consuming desire
damar
vascular
damar
rift
damar
core
damar
(Madencilik) lode
damar
(Coğrafya) seam
damar
(Madencilik) large
damar
(İnşaat) veining
damar
bad temper
damar
stem
damar
vein (in marble, a rock); seam; lode
damar
blood vessel, vein; vein, lode; vein, character; bad temper
damar
phlebo
damar
(ağaç vb.) streak
damar
string
damar
vein, artery, or vessel (in which blood flows)
damar
(yaprak) nerve
damar
blood vessel

Blood flows through blood vessels. - Kan, kan damarları aracılığıyla akar.

A blood vessel burst inside his brain. - Beyninde bir kan damarı patladı.

damar
grain

It's easier to cut wood with the grain. - Tahtayı damar yönünde kesmek daha kolaydır.

damar
scrapeam
damar
vas
damar
vaso
kilüs damarları
anat . chyliferous vessels
lenf damarları
lymph ducts
lenf damarları
(Tıp) lymphatic metastasis
lenf damarları iltihabı
(Tıp) thrombolymphangitis
odun damarları
(Botanik, Bitkibilim) ligneous veins
sigara damarları
cigarette veins
süt damarları
(Konuşma Dili) lactiferous ducts
yaprak damarları ağı
tracery
Английский Язык - Английский Язык

Определение damarları в Английский Язык Английский Язык словарь

damar
any of various hard resins from trees of the family Dipterocarpaceae and of the genus Agathis; especially the amboyna pine
damar
{i} dammar, hard resin used in making varnish and oil paints
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение damarları в Турецкий язык Турецкий язык словарь

DAMAR
(Osmanlı Dönemi) Mermer ve ona benzer dalgalı şeylerdeki çizgiler
DAMAR
(Osmanlı Dönemi) Irk
DAMAR
(Osmanlı Dönemi) t. İstidad. Huy, tabiat, inat
DAMAR
(Osmanlı Dönemi) Damar veya köke benzeyip bir cismin her tarafına uzanan yollar
DAMAR
(Osmanlı Dönemi) Toprağın içindeki maden filizleri ve su tabakası
DAMAR
(Osmanlı Dönemi) İnsan bedeninde kanın dolaştığı yollar, şiryan
Damar
reg
Damar
filon
Damar
(Osmanlı Dönemi) MEZHAR
Damar
via
damar
Kanın vücudun çeşitli kısımlarına taşınmasını sağlayan kanal
damar
Başka türden katmanların arasında bulunan sıvı, maden veya mineral katmanı
damar
Böceklerde kanat zarını dik tutmaya yarayan organ
damar
Soy, yaradılış
damar
Böceklerde kanat zarınıdik tutmaya yarayan organ
damar
Huy, mizaç. İçinde ongun besi suyunun dolaştığı odunsu dokudan boru
damar
Mermerde, bazıtaşlarda ve tahta kesitlerinde renk ayrılığı gösteren dalgalı çizgi
damar
Mermerde, bazı taşlarda ve tahta kesitlerinde renk ayrılığı gösteren dalgalı çizgi
damar
Canlı varlıklarda kanın veya besleyici sıvıların dolaştığı kanal: "Alnında ve şakaklarında şişen damarlar ağrıyordu."- P. Safa
Английский Язык - Турецкий язык

Определение damarları в Английский Язык Турецкий язык словарь

damar
ağaç reçinesi
damarları
Избранное