Tom hâlâ babasına babacığım diyor.
- Tom still calls his father Daddy.
Seni babama gammazlayacağım.
- I'll tell Daddy on you.
Baba, artık yürüyemiyorum. Beni taşı.
- Daddy, I can't walk any more. Carry me.
Peder Tom, eski şapelde dua ediyor.
- Father Tom is praying in the old chapel.
Ben küçükken babam beni havaya atardı.
- When I was small, my father used to throw me up in the air.
Mustafa Kemal, birçok kişi tarafından Türk milletinin atası olarak bilinir.
- Mustafa Kemal is known by many as the father of the Turkish nation.
Tom Mary'nin babası olmak için yeterince yaşlı.
- Tom is old enough to be Mary's father.
O, onun babası olmak için yeterince yaşlı.
- He is old enough to be her father.
Yeni bir baba olarak, ben ilk çocuğuma pek çok kitap verdim.
- As a new father, I gave my first child plenty of books.
Ne tür baba olacağını düşünüyorsun?
- What sort of father do you think you'll be?
Günah işlediğim için beni affet Tanrım.
- Forgive me Father for I have sinned.
Babamın küçük kütüphanesi çoğu polemik tanrılığı içeren kitaplardan oluşuyordu, onların çoğunu okudum. esas oluşuyordu.
- My father's little library consisted chiefly of books on polemic divinity, most of which I read.
A daddy-long-legs shot from corner to corner and hit the lamp globe.
Hey daddy-o, make that type O huh? That a boy.
... be a good baby daddy? ...
... my head, you were Romeo, you were throwing pebbles, and my daddy said stay away from ...