He had to reduce the price of his wares.
- O mallarının fiyatını düşürmek zorunda kaldı.
The opposition party put forward a bill to reduce income tax.
- Muhalefet partisi gelir vergisini düşürmek için bir yasa tasarısı sundu.
Tom seems to be unwilling to lower the price.
- Tom fiyatı düşürmek için isteksiz görünüyor.
What are some foods you can eat to lower your cholesterol?
- Kolesterolünü düşürmek için yiyebileceğin bazı yiyecekler nedir?
I don't want to humiliate Tom.
- Tom'u küçük düşürmek istemiyorum.
We don't want to humiliate them.
- Biz onları küçük düşürmek istemiyoruz.
Jim dropped his pen and bent to pick it up.
- Jim kalemini düşürdü ve onu almak için eğildi.
I almost dropped the plates.
- Ben neredeyse tabakları düşürüyordum.
You must be careful not to drop the eggs.
- Yumurtaları düşürmemek için dikkatli olmalısın.
Be careful. Don't drop the tray.
- Dikkatli ol. Tepsiyi düşürme.
We must try to bring down costs.
- Maliyetleri düşürmeye çalışmalıyız.
The good harvest brought down the price of rice.
- İyi hasat pirinç fiyatını düşürdü.
The demand was brought down by increases in imports.
- İthalattaki artışla talep aşağı düşürüldü.
The government lowered taxes for lower-income families.
- Hükümet düşük gelirli aileler için vergileri düşürdü.
Tom seems to be unwilling to lower the price.
- Tom fiyatı düşürmek için isteksiz görünüyor.