Kırk yaşındaydı, fakat daha yaşlı görünüyordu. - Tenía cuarenta años, pero parecía mayor.
Kırk yaşındaydı, fakat daha yaşlı görünüyordu.
Tenía cuarenta años, pero parecía mayor.
Burada kırk kişi için yeterli yer yok. - No hay bastante espacio aquí para cuarenta personas.
Burada kırk kişi için yeterli yer yok.
No hay bastante espacio aquí para cuarenta personas.
My father will soon be forty years old. - Mi padre cumplirá cuarenta años en breve.
My father will soon be forty years old.
Mi padre cumplirá cuarenta años en breve.
I am forty-five years old. - Tengo cuarenta y cinco años.
I am forty-five years old.
Tengo cuarenta y cinco años.