Biz gizli bir göreve gönderiliyoruz.
 - We are sent on a covert mission.
Sami'nin gizli bir kötü mizacı vardı.
 - Sami had a covert evil nature.
Yabancılar gizlice Dünya'nın ilerlemesini kontrol etti.
 - Aliens controlled Earth's progress in secret.
Tom ve Mary gizlice evlendiler.
 - Tom and Mary married in secret.
Sami ve Leyla gizli olarak buluşmaya başladılar.
 - Sami and Layla started meeting in secret.