Tom anlaşma şartlarına uymadı.
 - Tom has welshed on the agreement.
Anlaşmanın ayrıntıları sözleşmede belirtilir.
 - The details of the agreement are set forth in the contract.
O, onun söylediğini anlaşma olarak aldı.
 - She took what he said as meaning agreement.
Toplam gizliliği kabul etmek ve bir gizlilik sözleşmesi imzalamak zorundaydık.
 - We had to agree to total confidentiality and sign a non-disclosure agreement.