Herkesin kendi karakteri var.
 - Everyone has a character of his own.
Romandaki karakterlerden biri bir bankayı soymak için acemice bir plan düşünüyor.
 - One of the characters in the novel dreams up a half-baked plan for robbing a bank.
Hayaller kişiliklerimizin mihenktaşıdır.
 - Dreams are the touchstones of our characters.
Tom tipik bir kişilik.
 - Tom is quite a character.
Japonya'nın birçok farklı özellikleri var.
 - Japan has many different characteristics.
Botanikçi dikkatle ağaçların morfolojik özellikleri kaydetti.
 - The botanist carefully recorded the morphological characteristics of the trees.
Acılık ve intikam benim karakterimin bir parçası değildir. Hayat çok kısa. Bir insanın acılık ve intikam üzerine zaman harcamaması gerekir.
 - Bitterness and revenge are not part of my character. Life's too short. One shouldn't spend time on bitterness and revenge.
O iyi bir insan sarrafı.
 - He's a good judge of character.
Jose kendini kötü karakterli bir kişi olarak gösterdi.
 - José showed himself to be a person of bad character.
Hayaller kişiliklerimizin mihenktaşıdır.
 - Dreams are the touchstones of our characters.
Japon yazım düzeni çok karmaşıktır, iki binden fazla karakteri olan üç tane alfabe vardır.
 - The Japanese writing system is very complicated, it has three alphabets with more than two thousand characters.
Hayaller kişiliklerimizin mihenktaşıdır.
 - Dreams are the touchstones of our characters.
Kişiliğini tamamen değiştirdi.
 - She has totally changed her character.
n harfi küçük bir harftir.
 - The letter n is a lower-case character.
We saw a shady character slinking out of the office with some papers.
He is quite a character.
 - He's quite a character!
He often adopts the behaviors and speech patterns that characterize the advantaged.
 - He often adopts the behaviours and speech patterns that characterise the advantaged.