Tom kaseye biraz tahıl döktü.
- Tom poured some cereal into a bowl.
Tom tahıl bulamacı kutusunu dolaptan çıkardı ve kendisine bir kase dolusu koydu.
- Tom got a box of cereal out of the cupboard and poured himself a bowlful.
Kahvaltıda 3 kase mısır gevreği yememe rağmen hala açım.
- Although I ate 3 bowls of cereal for breakfast, I am still hungry.
Tom sütü mısır gevreğine döktü.
- Tom poured milk on his cereal.
Tom kahvaltılık gevrek yiyor.
- Tom is eating cereal.
Biraz kahvaltılık gevrek ve portakal suyu alacağım.
- I'll have some cereal and orange juice.
Tom genellikle mutfak masasında oturur ve sabah gazetesini okurken hububat yer.
- Tom usually sits at the kitchen table and eats cereal while reading the morning paper.
O tam tahıllı hububatı tercih eder.
- She prefers whole-grain cereals.
O tam tahıllı hububatı tercih eder.
- She prefers whole-grain cereals.
Biz tam tahıllı gevrekleri tercih ediyoruz.
- We prefer whole-grain cereals.
Biz tam tahıllı gevrekleri tercih ediyoruz.
- We prefer whole-grain cereals.
O tam tahıllı hububatı tercih eder.
- She prefers whole-grain cereals.
O tam tahıllı hububatı tercih eder.
- She prefers whole-grain cereals.
Çavdar, buğday ve arpa, hububattırlar.
- Rye, wheat, and barley are cereals.
Which cereal would you like for breakfast?.
Would you like some cereal?.
... HAS YOUR CEREAL SPOKEN TO YOU BEFORE? ...
... NO, MY CEREAL'S NOT SPEAKING TO ME. ...