Yakalanan malzemeleri yaktılar.
- They burned the captured supplies.
Lütfen yakalanan kuşların gitmesine izin ver.
- Please let the captured birds go.
Fare çok yükseğe sıçrasa da, kedi tarafından yakalanır.
- If jumps too high the rat - it's captured by the cat.
Tom düşman tarafından yakalanmaktan korkuyordu.
- Tom was afraid of being captured by the enemy.
O pazarı ele geçirmek istiyoruz.
- We want to capture that market.
Sen hiçbir şey ele geçirmedin.
- You captured nothing.
O pazarı ele geçirmek istiyoruz.
- We want to capture that market.
Onlar mümkün olduğu kadar çok sayıda insan yakalardı.
- They would capture as many people as possible.
Kelebekleri bir fileyle yakaladım.
- I captured butterflies with a net.
Yakalanmama izin veremem.
- I can't let myself be captured.
Tekrar yakalanmayı göze alamam.
- I can't risk getting captured again.
O pazarı ele geçirmek istiyoruz.
- We want to capture that market.
Dürüst olmak gerekirse, biz seni yakalamak için geldik.
- To be honest, we came to capture you.
Yerel polis ve FBI kaçakları yakalamak için bir araştırma planı hazırladı.
- The local police and the FBI formulated a search plan to capture the fugitives.
Tom düşman tarafından esir alındığını iddia etti.
- Tom claimed he had been captured by the enemy.
Sürgünlerin çoğu öldürüldü veya esir alındı .
- Most of the exiles were killed or captured.
He captured his opponent’s queen on the 15th move.
... have captured that's really profoundly shaped ...
... sometimes possess local situational awareness that can't be captured in nested "if-then" ...