Hangisi ilk olarak geldi? Yumurta mı yoksa tavuk mu?
- What came first? The egg or the hen?
Kız bayıldı, fakat biz onun yüzüne su döktüğümüzde o kendine geldi.
- The girl fainted, but she came to when we threw water on her face.
Kapak çıkmak istemiyor.
- The lid doesn't want to come off.
Tam doğru zamanda geldin.
- You came at just the right time.
Sen benim yasağıma rağmen geldin.
- You came despite my ban.
Dürüst olmak gerekirse, biz seni yakalamak için geldik.
- To be honest, we came to capture you.
Yeni bir kasaba inşa etmek için buraya geldik.
- We came here to build a new town.
Sevdiği genç onunla konuşmak için geldiğinde, o telaşlandı.
- She got all flustered when the boy she likes came over to talk to her.
O, geldiğinde, ne yapıyordunuz?
- What were you doing when she came?