Birisi masanın üstünde yanan bir sigara bıraktı.
 - Someone left a burning cigarette on the table.
Tom yanan binada sıkışmış çocukları kurtarmak için gücü dahilinde her şeyi yaptı.
 - Tom did everything within his power to save the children that were trapped in the burning building.
Zayıflamanın tek yolu yediğinden daha fazla kalori yakarak bir kalori açığı oluşturmaktır.
 - The only way to lose weight is to create a caloric deficit by burning more calories than you eat.
Tom'un bayrak yaktığını gördüklerinde birçok kişi üzgündü.
 - Many people were upset when they saw Tom burning the flag.
Savaşçı evi yakıyor mu?
 - Is the warrior burning the house?
Yangın şiddetli bir şekilde yanıyor.
 - The fire is burning furiously.
Geçmişe bakıldığında, çöplerimizi evlerimize çok yakın yakmamamız gerektiği apaçık ortadadır.
 - In retrospect, it may seem obvious that we shouldn't have been burning our trash so close to our house.
Çöpleri eve çok yakın yakmak iyi bir fikir değildi.
 - Burning the trash so close to the house wasn't a good idea.
her burning heart.