brause

listen to the pronunciation of brause
Немецкий Язык - Турецкий язык
n {'brauzı} e duş; gazoz
n. e. 'brauzı duş; gazoz
[die] duş; gazoz; bahçe kovasının süzgeçli ağzı
Английский Язык - Турецкий язык

Определение brause в Английский Язык Турецкий язык словарь

shower
sağanak

Dün, okuldan eve dönerken sağanak yağmura yakalandım. - Yesterday I was caught in a shower on my way home from school.

Yarın ara sıra sağanaklar olabilir. - Occasional showers are possible tomorrow.

shower
duş

Kahvaltıdan önce duş aldım. - I showered before breakfast.

Genellikle tenis oynadıktan sonra bir duş alırım, ama bugün alamadım. - I usually take a shower after I play tennis, but today I couldn't.

shower
Iight show
shower
{i} duş, duş yapma
shower
duş almak

Tom bir duş almak istedi. - Tom wanted to take a shower.

Tom duş almaktansa banyo yapmayı tercih eder. - Tom would rather take a bath than a shower.

shower
(Nükleer Bilimler) duş, sağnak
sherbet
meyvalı dondurma
shower
yağdırmak
sherbet
{i} meyveli dondurma
sherbet
{i} şerbet
sherbet
{i} bir çeşit meyveli dondurma
sherbet
ABD meyvalı dondurma
shower
{i} kısa süreli yağmur
shower
(fiil) yağdırmak, yağmuruna tutmak, dökmek, yağmuruna tutulmak
shower
{i} hediye yağmuru

Onu pahalı hediye yağmuruna tuttu. - He showered her with expensive gifts.

shower
{i} duş, duş yapma yeri
shower
{i} duş, duş yapmayı sağlayan aygıt
shower
(isim) duş, sağanak, hafif yağmur, kısa süreli yağmur, hediye yağmuru
Немецкий Язык - Английский Язык
shower
sherbet