The baby ceased crying.
- Bebek ağlamayı kesti.
The baby is asleep. Don't make a noise.
- Bebek uyuyor. Gürültü yapmayın.
The young woman was carrying an infant in her arms.
- Genç kadın kollarında bir bebek taşıyordu.
We need more medical care for infants.
- Bizim bebekler için daha fazla tıbbi bakıma ihtiyacımız var.
Cookie was raised by Kate.
- Bebek Kate tarafından yetiştirildi.
My brother gave me a cute baby doll.
- Erkek kardeşim bana sevimli bir oyuncak bebek verdi.
My sister made me a beautiful doll.
- Kız kardeşim bana güzel bir oyuncak bebek yaptı.
The babies are suckling.
- Bebekler süt emerler.
When I last saw Tom he was just a babe in arms.
- Tom'u son gördüğümde daha el kadar bebekti.
As innocent as a babe unborn.
- Doğmamış bir bebek kadar masum.
Tom needs a diaper change.
- Tom'un bebek bezi değişikliğine ihtiyacı var.
If your baby is prone to rashes, you may want to apply diaper cream, powder, or petroleum jelly after cleaning your baby's bottom.
- Bebeğiniz pişiklere eğilimli ise, bebeğinizin altını temizledikten sonra bebek bezi kremi, toz veya vazelin uygulamak isteyebilirsiniz.
I saw Tom pushing a stroller down the sidewalk.
- Tom'un kaldırımdan aşağı bir bebek arabası ittiğini gördüm.
The stroller is in the baby's room.
- Bebek arabası çocuk odasında.
The baby sleeping in the baby carriage is as cute as an angel.
- Bebek arabasında uyuyan bebek, bir melek kadar sevimli.
We need to find a new babysitter.
- Yeni bir bebek bakıcısı bulmamız gerekiyor.
We've got to find a new babysitter.
- Yeni bir bebek bakıcısı bulmak zorundayız.
bebek bakım ünitesi var olan okullar özellikle evli öğrenciler için açılmalı.
I slept on a cot in Tom's basement last night.
- Dün gece Tom'un bodrum katında bir bebek karyolasında yattım.
Fadil wanted to learn more about infanticide.
- Fadıl bebek öldürme hakkında daha fazla öğrenmek istedi.
Don't forget to ask the seller if the jumper can be put in with the washing.
- Satıcıya bebek önlüğünün çamaşırla birlikte konulabilip konulamayacağını sormayı unutma.
Babies cry when they are hungry.
- Bebekler aç olduklarında ağlarlar.
Japanese women carry their babies on their backs.
- Japon kadınları bebeklerini sırtlarında taşırlar.