The baby is asleep. Don't make a noise.
- Bebek uyuyor. Gürültü yapmayın.
The baby cried all night.
- Bebek tüm gece ağladı.
She was adopted as an infant.
- O bir bebekken evlat edinilmiştir.
The young woman was carrying an infant in her arms.
- Genç kadın kollarında bir bebek taşıyordu.
Cookie was raised by Kate.
- Bebek Kate tarafından yetiştirildi.
My sister made me a beautiful doll.
- Kız kardeşim bana güzel bir oyuncak bebek yaptı.
My brother gave me a charming baby doll.
- Erkek kardeşim bana sevimli bir oyuncak bebek verdi.
The babies are suckling.
- Bebekler süt emerler.
When I last saw Tom he was just a babe in arms.
- Tom'u son gördüğümde daha el kadar bebekti.
As innocent as a babe unborn.
- Doğmamış bir bebek kadar masum.
Have you ever changed a diaper before?
- Daha önce hiç bebek bezi değiştirdin mi?
Peter may need a new diaper.
- Peter'ın yeni bir bebek bezine ihtiyacı olabilir.
I saw Tom pushing a stroller down the sidewalk.
- Tom'un kaldırımdan aşağı bir bebek arabası ittiğini gördüm.
The stroller is in the baby's room.
- Bebek arabası çocuk odasında.
The baby sleeping in the baby carriage is as cute as an angel.
- Bebek arabasında uyuyan bebek, bir melek kadar sevimli.
I need to get a babysitter.
- Bir bebek bakıcısı almam gerekiyor.
We need to find a new babysitter.
- Yeni bir bebek bakıcısı bulmamız gerekiyor.
bebek bakım ünitesi var olan okullar özellikle evli öğrenciler için açılmalı.
I slept on a cot in Tom's basement last night.
- Dün gece Tom'un bodrum katında bir bebek karyolasında yattım.
Fadil wanted to learn more about infanticide.
- Fadıl bebek öldürme hakkında daha fazla öğrenmek istedi.
Don't forget to ask the seller if the jumper can be put in with the washing.
- Satıcıya bebek önlüğünün çamaşırla birlikte konulabilip konulamayacağını sormayı unutma.
Babies crawl before they walk.
- Bebekler yürümeden önce emeklerler.
Babies often fall down.
- Bebekler çoğunlukla düşerler.