Bütün günü plajda geçirdik.
- We spent the entire day on the beach.
Plajdaki kum beyazdı.
- The sand on the beach was white.
Akşam yemeğinden sonra, sahilde bir yürüyüş yaparım.
- After dinner, I take a walk on the beach.
Tom ve arkadaşları sahilde oturdu ve erkek çocuklarının yüzmesini izledi.
- Tom and his friends sat on the beach and watched the boys swimming.
Bütün yaz kumsalda mıydın?
- Were you at the beach all summer?
Kumsalda ateş yaktık.
- We built a fire on the beach.
Polonya'nın bütün Baltık kıyıları kumsallardan oluşur.
- The whole Baltic coast of Poland is made up of sandy beaches.
Deniz kıyısında yaşadığım için sık sık plaja giderim.
- I live near the sea so I often go to the beach.
Hawaii'de bir sürü plaj serserisi var.
- There are a lot of beach bums in Hawaii.
You are not not the only pebble on the beach. - Bulunmaz hint kumaşı değilsin.
Life's a beach!.
... Cruz Beach Boardwalk and here was right here. ...
... I remember when I was on the beach and I asked my kids to ...