Ortak düşmanı yenmek için birlikte dövüşmek zorunda olduklarını biliyorlardı.
- They knew they must fight together to defeat the common enemy.
Sanırım birlikte yaşamamız senin alışkanlıklarını etkiledi.
- I think that our living together has influenced your habits.
Ara sıra beraber balığa gideriz.
- We go fishing together once in a while.
Tüm gün beraber oynamaya bayılırlardı.
- They loved to spend all day playing together.
Tom eşyalarını topluyor.
- Tom is getting his things together.
Hiç durmadan günlerce kar yağdı.
- It snowed for many days together.
Biz düzenli olarak bir araya gelme alışkanlığını edindik.
- We made a habit of getting together regularly.
Hiç durmadan günlerce kar yağdı.
- It snowed for many days together.
Tom ve Mary birlikte sakin bir anın tadını çıkardı.
- Tom and Mary enjoyed a quiet moment together.
Eşyalarını bir arada tut.
- Keep your stuff together.
Onu bir arada tut, Tom.
- Keep it together, Tom.
He’s really together.
We went to school together.
He put all the parts together.
... gravity continues to squeeze together clouds of gas and dust, ...
... deal with them successfully if we work together. ...