O yüksek ücretli bir adamdır.
- He is a highly paid man.
Dün bir gün ücretli izin aldım.
- I took a paid day off yesterday.
Ona 10,000 dolar ödendi.
- He was paid 10,000 dollars.
Onu söylemek için sana ne kadar ödendi?
- How much were you paid to say that?
Aslında bunu yapmak için bana para ödenmektedir.
- I'm actually paid to do this.
Ona beş dolar ödedim.
- I paid her five dollars.
Kitap için beş dolar ödedim.
- I paid five dollars for the book.
Okullar ve yollar vergilerle ödenen hizmetlerdir.
- Schools and roads are services paid for by taxes.
Ben gerekli vize ücretleri ödenene kadar seyahata gidemeyeceğim.
- I won't be able to go travelling until the requisite visa fees are paid.
Ben sadece ne yapmak için ödenmişsem onu yaparım.
- I only do what I'm paid to do.
... this year, we've already paid out more money to Android ...
... where you paid by the minute by the time data on mobile networks became possible ...