Ordu savaş sırasında bir dizi görkemli eylemlerde yer aldı.
 - The army was involved in a number of brilliant actions during the battle.
Eylemciler en son Brezilya'nın uzak, ormanlık bir köşesinde görüldüler.
 - The activists were last seen in a remote, forested corner of Brazil.
Davranışlarımı açıklamak benim için zor.
 - It's hard for me to explain my actions.
Bu çok nazik bir davranıştı.
 - That was a very kind act.
İşe git, çocuklarını okula gönder. Modayı takip et, normal hareket et, kaldırımda yürü, televizyon izle. Yaşlılığın için para biriktir. Kanunlara uy. Benimle birlikte tekrarla: Ben özgürüm.
 - Go to work, send your kids to school. Follow fashion, act normal, walk on the pavements, watch TV. Save for your old age. Obey the law. Repeat with me: I am free.
Newton'un üçüncü hareket kanununa göre her eylemin eşit ve zıt tepkisi vardır.
 - According to Newton's Third Law of Motion Every action has an equal and opposite reaction.
Onlardan biri bir aktör, birini öldürme numarası yapacak.
 - One of them is an actor, who is going to pretend to murder someone.
Dan hasta numarası yapmadı bile.
 - Dan didn't even act sick.
Ceza hukuku, ceza yasası olarak da bilinen, bir suç olarak sınıflandırılmış olan bir hareket için takibat gerektirir.
 - Criminal law, also known as penal law, involves prosecution for an act that has been classified as a crime.
Avukat müvekkilinin yasal yollara başvurmasını tavsiye etti.
 - The lawyer recommended his client to take legal action.
Bir aktörmüş gibi davranmak istiyorum.
 - I wish to pretend to be an actor.
Son günlerde tuhaf davranmaktaydı.
 - She's been acting odd lately.
Jane öğrencilerin sahnede iyi rol yaptıklarını gördü.
 - Jane saw the students acting well on the stage.
Aktris, sahne üzerinde geriye düştü.
 - The actress fell backward over the stage.
Filmde oynamak ister misin?
 - Do you want to act in a movie?