I want to be more dominant.
 - Daha baskın olmak istiyorum.
In order to learn an indigenous or minority language, it is often necessary to learn the dominant language of the region or country.
 - Yerli veya azınlık dilini öğrenmek için, genellikle bölgenin veya ülkenin baskın dilini öğrenmek gereklidir.
Our army staged a night raid against the enemy.
 - Bizim ordu düşmana karşı bir gece baskını düzenledi.
Bad weather hindered the air raid.
 - Kötü hava hava baskınını engelledi.
Dozens of people have died in flash floods triggered by torrential rain.
 - Onlarca insan şiddetli yağmurun yol açtığı ani su baskınlarında öldü.
There were floods as a result of the heavy rain.
 - Ağır yağışların bir sonucu olarak sel baskınları meydana geldi.
We had flooding because of last week's heavy rains.
 - Geçen haftanın sağanak yağışları nedeniyle su baskınımız vardı.
In the wake of the heavy rain, there was a major flood.
 - Şiddetli yağmurun ardından büyük bir sel baskını oldu.
The army made inroads into the neighboring country.
 - Ordu komşu ülkeye baskınlar yaptı.
The police have made hundreds of drug busts across the country.
 - Polis ülke çapında yüzlerce uyuşturucu baskınları yaptı.
Our army took the kingdom by surprise.
 - Ordumuz kırallığa baskın yaptı.
The army made inroads into the neighboring country.
 - Ordu komşu ülkeye baskınlar yaptı.
Traffic on this road has been disrupted due to flooding.
 - Bu yolda trafik su baskınından dolayı kesintiye uğradı.
We had flooding because of last week's heavy rains.
 - Geçen haftanın sağanak yağışları nedeniyle su baskınımız vardı.