She is senior to me by six years.
- O bana göre altı yıl kıdemli.
She is senior to me by three years.
- O, bana göre üç yıl kıdemli.
From my point of view, Australia is one of the best countries in the world.
- Bana göre, Avustralya, dünyanın en iyi ülkelerden biridir.
In my opinion, French is a hard language to learn.
- Bana göre, Fransızca öğrenmek için zor bir dil.
In my opinion, happiness has a few fundamental requirements.
- Bana göre, mutluluğun birkaç temel gereksinimi var.
In my opinion, it's not a good idea.
- Bana kalırsa, bu iyi bir fikir değil.
Tom can do whatever he likes as far as I'm concerned.
- Bana göre Tom hoşlandığı her şeyi yapabilir.
It's a bit strange as far as I'm concerned.
- Bana göre o biraz tuhaf.
For my part, I don't like this picture.
- Bana kalırsa; bu resmi beğenmedim.
For my part, I have no objection.
- Bana kalırsa benim itirazım yok.
Help me! he repeated while waving his sabre.
- O, kılıcını sallarken bana yardım edin! diye tekrarladı.
Please help me take this down.
- Lütfen bunu aşağı çekmek için bana yardım edin.
For myself, I would like to take part in the game.
- Ben şahsen oyuna katılmak istiyorum.
I can only speak for myself.
- Ben sadece kendim adıma konuşabilirim.
My dog is almost half the size of yours.
- Benim köpeğim neredeyse boyunuzun yarısı kadar.
My opinion is similar to yours.
- Benim görüşüm seninkine benzer.
An egoist is someone who thinks only about himself, and not about me.
- Bir egoist, beni değil de sadece kendisini düşünen birisidir.
Thomas thinks he's the center of the world. He's very egocentric.
- Thomas kendisini dünyanın merkezi zannediyor. O, çok ben merkezci.
She had a mole on her face.
- Onun yüzünde bir ben var.
Tom has a mole under his left eye.
- Tom'un sol gözünün altında bir beni var.
O utanç içinde başını eğdi.
- She bent her head in shame.