başkalaş

listen to the pronunciation of başkalaş
Турецкий язык - Английский Язык
metamorphose
metamorphoses
başka
else

In order to make us and everyone else remember this day, I ask everyone to plant a tree with us. - Bize ve başka herkese bu günü hatırlatmak için, bizimle birlikte herkese bir ağaç dikmesini rica ediyorum.

A stranger tapped me on the shoulder from behind. He must have mistaken me for someone else. - Bir yabancı omzuma arkadan dokundu. Beni başka birisiyle karıştırmış olmalı.

başka
different

Did Jesus walk over water and then turn it into wine? No, that's a different story! - İsa su üzerinde mi yürüdü ve onu şaraba mı dönüştürdü? Hayır bu başka bir konu!

Am I that much different from everyone else? - Ben başka herkesten o kadar farklı mıyım?

başka
another

Say it in another way. - Onu başka bir şekilde söyle.

It is difficult to translate a poem into another language. - Bir şiiri başka bir dile çevirmek zordur.

başka
other

I had no other choice. - Başka seçeneğim yoktu.

By other's faults wise men correct their own. - Akıllı insanlar başkalarının hatalarıyla kendi hatalarını düzeltirler.

başka
otherwise

I thought it was a good book, but Jim thought otherwise. - Ben onun iyi bir kitap olduğunu düşünmüştüm fakat Jim başka türlü düşündü.

I could not have done otherwise. - Başka türlü yapamazdım.

başka
beside

Did Mary have any other children besides Jesus? - Mary'nin İsa dışında başka çocukları var mı?

I don't have any other hobbies besides football. - Futbol dışında başka hiçbir hobim yoktur.

başka
other than

Tom doesn't know anything about Mary, other than her name. - Tom, onun adından başka Mary hakkında bir şey bilmiyor.

It's unlikely that anyone other than Tom would be interested in buying this. - Tom'dan başkasının bunu almayı istemesi pek olası değil.

başka
forth
başka
but

We had no choice but to leave the matter to him. - Meseleyi ona bırakmaktan başka çaremiz yoktu.

There was nothing but an old chair in the room. - Odada eski bir sandalyeden başka bir şey yoktu.

başka
any more

I won't answer any more questions right now. - Şimdi başka sorulara cevap vermeyeceğim.

To be happy and not ask any more questions would be best. - Mutlu olmak ve başka soru sormamak en iyisi olur.

başka
(Bilgisayar) more

Cows are more useful than any other animal in this country. - İnekler bu ülkede başka bir hayvandan daha faydalıdır.

Time is more precious than anything else. - Zaman başka herhangi bir şeyden daha değerlidir.

başka
apart

This apartment is bigger than any other one in the building. - Bu daire, binadaki herhangi başka birinden daha büyüktür.

Apart from my sister, my family doesn't watch TV. - Kız kardeşimden başka, ailem televizyon izlemez.

başka
saving
başka
{s} distinct
başka
what else

Tom didn't know what else to say. - Tom başka ne söyleyeceğini bilmiyordu.

What else would you like to know? - Başka ne bilmek istersin?

başka
alternate
başka
alternative

Bear in mind that, under such circumstances, we have no alternative but to find another buyer. - Aklınızda bulunsun, bu koşullar altında başka bir alıcı bulmaktan başka alternatifimiz yok.

We have no alternative but to work. - Çalışmaktan başka alternatifimiz yok.

başka
further

Do you have anything further to say? - Söyleyecek başka bir şeyin var mı?

Do you have any further questions to ask? - Soracak başka sorunuz var mı?

başka
atypical
başka
any further
başka
to another
başka
apart from

Apart from my sister, my family doesn't watch TV. - Kız kardeşimden başka, ailem televizyon izlemez.

Apart from Barack Obama, all US presidents were white. - Barak Obama dışında bütün Amerika Birleşik Devletleri başkanları beyazdır.

başka
except, apart (from), other (than)
başka
except

Nothing could be done, except wait. - Beklemekten başka, bir şey yapılamazdı.

Tom had no choice except to accept the consequences. - Tom'un sonuçları kabul etmekten başka seçeneği yoktu.

başka
excepting
başka
barring
başka
other, another, different
başka
slang gypsy
başka
hetero
başka
another; other; different; else
başka
save

Save your long-winded explanations for someone else. - Kabak tadı veren açıklamalarını başka biri için sakla.

Nothing but a miracle can save her now. - Artık onu bir mucizeden başka hiçbir şey kurtaramaz.

başka
noneot
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение başkalaş в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Başka
özge
Başka
(Hukuk) MAADA
başka
Bilinenden ayrı, değişik, farklı, özge: "Yıllar sonra olaya başka bir açıdan bakabildim."- H. Taner
başka
Bilinenden ayrı, değişik, farklı, özge
başka
"Ayrıca, üstelik, bir yana" anlamlarında -dan / -den başka biçiminde kullanılır
başka
Nitelik yönünden alışılmışın dışında bir üstünlüğü olan
başka
Konu edilen, bilinenden ayrı nesne ve kimse için teklik veya çokluk olarak başkası, başkaları biçiminde kullanılır
başka
Konu edilen, bilinenden ayrı nesne ve kimse için teklik veya çokluk olarak başkası, başkaları biçiminde kullanılır: "Başkalarının otuz liraya yaptığı bir kostümü siz niye seksen liraya yapıyorsunuz?"- R. N. Güntekin. "Ayrıca, üstelik, bir yana" anlamlarında -dan / -den başka biçiminde kullanılır
başka
Nitelik yönünden alışılmışın dışında bir üstünlüğü olan: "Bütün bunlar beni herkesten başka bir insan yapmıyor."- H. E. Adıvar